Filistin

“1917” İngilizlerin kışkırtmasıyla Şerif Hüseyin’in etrafında toplanan Bedeviler’in Osmanlıya isyanıdır.

İngilizlerle iş birliği: Araplara köleliğin; Siyonizm’e Filistin’e saplanmanın tarihidir.

Ne bilsin Bedevi, Osmanlıya isyanın kendisinin köleliği; Siyonizm’in kurtuluşu olacağını?..

Krallık sevdalısı bir akılsız hainin, yani Şerif Hüseyin’in mirasıdır, bir yerde, Ortadoğu’da, Filistin’de bugün yaşanan.

“1917-2016” kaç sıcak; kaç soğuk savaş bitti. Kaç ülke yıkıldı, kaç ülke kuruldu yeniden!..

“1948” Siyonist devletin Filistin’de resmen ilanıdır.

Bu yıl 68. zafer yılını kutlayacak Siyonizm. Kan, ölüm, nefret dolu 68 yıl, öncesini saymıyoruz.

Ya Filistinliler?... Onlara Allah’ın selamını vermek bile yasak.

Kendi ülkesinde aç, kendi ülkesinde kamplarda esir, duvarlarla çevrili bir hapis, ne zaman nereden geleceği; nereye düşeceği meçhul kurşunların, bombaların korkusu içinde Filistinliler!

Filistin’de kadınlar dul, çocuklar yetim, yüreği yanık annelerin…

“Babamı istiyorum” diye haykıran kızların feryadını var mı duyan(?)

Kör, sağır bir dünya, duymaz feryatları; görmez her gün yapılan katliamları.

Duymaz!.. Gücün yanındadır güç.

NATO’yu, AB’yi, ABD’yi, aramayın orada! Onlar Irak’la, Afganistan’la, Suriye’yle meşgul. İşleri başlarından aşkın: yeni enerji kaynakları, yeni sömürgeler edinmenin peşindeler…

İslam Ordusu mu kurtaracak Filistin’i(?) Hangi “İslam”ın Ordusu? Amerika’dan, İsrail’den aldığı silahlarla mı? Kendisine faydası olacak mı, kendisini kurtarabilecek mi?..

BM’yi boş verin! İsmi var kendi yok. Olsa ne yazar?!.. Pişman ederler alacağı karara.

Ya sınır tanımaz doktorlar nerde? Geçin onları da!..

Ey insan hakları savunucuları!

Siz olmasanız da adalet yerini bulur da, sizin adaletiniz hani nerde?

Bakın orada kan akıyor, çevreye koku yayılıyor, akbabalar üşüşmüş üstüne, “insan ölüyor” demiyorum! Kan diyorum, koku diyorum! Çevre kirleniyor, çevre. Siz nerdesiniz çevreciler?

Ey hayvan severler!

Sizin insana edecek hiç mi merhametiniz kalmadı ha?

Ey Saddam’ın Gönüllü canlı kalkanları! Saddam öldü ama Filistin yaşıyor, yaşıyor da orada her gün insan ölüyor, insan!..

Yoksa siz Saddam’ın, CIA’nın ajanları mıydınız hı? Ne de çabuk söndü havanız!..

Müslüman’dır onlar, bir avuç Müslüman!.. 1.5 milyarı nerde bunun?

Duydunuz mu?!..

Yahudiler, Nasrallah’a mektup yazmış; Siyonizm’i kınıyorlar, İsrail devletinin yıkılması için dua ettiklerini söylüyorlar, Müslümanlar kardeşimiz diyorlar...

Ey “Allah’ın kitabıyla hüküm verme iddiasında olan” sarayları yıkılası Arap şeyhleri, kralları! Ya siz! Siz ne sizin, neredesiniz, hangi taraftasınız?

Koca imparatorluğa başkaldırma cesaretini gösteren Şerif Hüseyin’in kahraman(!) torunları, nerede şimdi?

Siyonist korkudan kırılmış cesareti başların, ayakların gelmez yardımına Filistin’in!

Daha kaç 68. yılın kutlanması gerek; kaç yüz bin Filistinlinin ölmesi gerek barış için?..

Yine barış, yine müzakere teraneleri duyuyoruz.

YALAN, YALAN, YALAN!...

Örneği var mı tarihte barış kavramıyla katliam tazelemenin(?)

Siyonizm’in felsefesi bu, sağ gösterir sol vurur, kendi katledilişine ağlarken katleder.

İntikamını düşmanından değil beslendiği, merhamet gördüğü yerden alır.

Barış demek, yeni işgaller demektir Filistin’de. Yeni katliamlar demektir barış maskesi altında…

Ey emperyalizmin ekmeğine yağ süren ASİ!

Her isyanın yeni bir kölelik mi, kurtuluş mu olduğunu düşün de öyle yap eylemini…

İsyanın kime yarayacağının hesabını iyi yap ki sıktığın kurşun yarın dönüp, sana olmasa bile, torunlarına saplanmasın!..

Şerif Hüseyin gibi ömrünün sonunda pişman olup ağlamak fayda etmez.

Arkadan vuranın da: düşmanı mı yoksa kendisini mi vurduğunun, hesabını iyi yapmalı!..

İlyas KAMBALI

ikambali@hotmail.com