Arap Milliyetçiliğine ve Ortadoğuda ki Bazı Ülkelere Hizmet Eden IŞİD ile Kürtlerin Savaşı: Kobani
Irakta ve Suriyenin içerisindeki iç savaşların başlamasıyla beraber bugün arasında daha çok farklılıkların,dengelerin ve aktörlerin açısından ciddi manada değişiklikler meydana gelmiştir. Amerika Birleşik Devletlerinin(ABD) ve Türkiye destekli Suriyenin silahlı muhalefetinin zayıf duruma düşerken,İblis ordusu olan Terör Örgütü IŞİD ve Kürtlerin Hakkını savunan Demokratik Birlik Partisi(PYD) giderek güçlenmeye başladılar.
İblis ordusu olan Terör Örgütü IŞİD ve Demokratik Birlik Partisi(Partiya Yekitiya Demokrat) (PYD),Suriye Cumhurbaşkanı Beşşar el-Esed karşıtlığından ziyade, kendilerine ciddi bir alan hakimiyetlerini açan iki hareket olarak görmemiz daha doğru olacaktır.Suriyenin muhalefeti başka devletlerin lojistik destekleriyle ve haliyle dış etkilere bağımlı ve açık iken, Demokratik Birlik Partisi (PYD) ve Şeytanın ordusu Terör Örgütü olan IŞİD denge siyasetine çok güçlü bir şekilde oynayarak ayakta kalmaları ve alan hakimiyetlerini pekiştirerek güçlenmektedirler.
Şeytanın ordusu Terör Örgütü olan IŞİD,halka kendilerini dayatmalarından dolayı ve bazı Faşist gruplar tarafından desteklenmesiyle silahlı güçleri ile alan hakimiyetlerini zorla da olsa sağladılar.Bugün iki güç Kobani çemberinin özelinde karşı karşıya gelmiş bulunmaktadırlar. Kürdistan İşçi Partisi (Partiya Karkeren Kurdistan) PKK veDemokratik Birlik Partisi(Partiya Yekitiya Demokrat) (PYD)nin aynı zamanda Ortadoğu da ve Mezopotamya da bulunan Kürdistan topraklarını savunmaları ve haliyle Kürt Halkının adına savaştıkları da söylenebilir.
Şeytanın ordusu Terör Örgütü olan IŞİD, eğer ki başarır ise; Kobani'yi Kürtlerin siyasi ve askeri hakimiyetlerinden kurtararak Arap milliyetçiliğine hizmet ettiği aşikardır.
Buna rağmen Demokratik Birlik Partisi(Partiya Yekitiya Demokrat) (PYD)nin ellerinde bulundurdukları ile beraber hakimiyet alanlarında Kürtlerle beraber hareket eden mücadele eden Arapların da olduğu gibi, Şeytanın ordusu Terör Örgütü olan IŞİDin saflarında terör estiren kafa kesen Türkler,Araplarda,Kürtler de fazlaca vardır. Bundan çıkarılacak olan şeyin bir Arap-Kürt savaşının yanında Kürtleri tamamen yeryüzünden silmek amacıdır. Çünkü Kürdistan İşçi Partisi (Partiya Karkerên Kurdistan) PKK ve Demokratik Birlik Partisi(Partiya Yekitiya Demokrat) (PYD) kazanır ise;Kobani Kürdistan toprağı, Şeytanın ordusu Terör Örgütü olan IŞİD kazanır ise; Kobani ileride Arapların toprağı olacaktır.
PKK/PYD şu anda Barzani'den kerhen olsa da (Kerhen:İstemeyerek,gönülsüz), ABD ve Batı tarafından da kısmen destek görürken,Terör Örgütü IŞİD'in düşmanları çoktur.Bu düşmanlar aynı zamanda IŞİD'e manevi destek, batı ve işgal karşıtlığı gibi bir paye de vermektedir.IŞİDi finanse eden ülkeler de çoktur. Katar ve Ürdün örgüte para ve dolayısıyla silah akışlarını kestikleri anda bu işin de bitmesi bir hafta sürmez. İşgalcilerin yandaşı Kürtler ile ABD karşıtı IŞİD denkleminin de ilerisi için kötü bir miras olarak algılanabilir ve bu savaşın da başka aktörlerle de devam edilebileceği tahmin edilebilir .
Kürtlerin ve Şii karşıtlığının Sünni Araplarda taraftar bulunursa Araplar ve hatta Türkiyede ki bazı güçler için büyük bir yıkım olur. Suudi Arabistanda bu damarı besleyebilir. Zaten Suudi Arabistan'ın bu çevredeki rolü sürekli olumsuz bir hal almıştır, bugüne kadar.Kürt Halkının en büyük şansızlığı ve en önemli şanslarının Ortadoğuda Mezopotamyada ve İslam coğrafyasının tam kalbinde beyninde yer almış olmalarıdır.Tarihte Şii-Sünni çatışmalarının yanında 1723-1727 yılları arasında ki İran(Safevi) ile Osmanlı(Sünni)lerin arasındaki savaşta Kürdistan'ın ikiye bölünmesi olmuştur. 1.Dünya Savaşı, 28 Temmuz 1914'de başlayan ve 11 Kasım 1918'de sona eren Avrupa merkezli küresel savaşın sonrasında bütün dünyada işgal ve sömürüsü olan İngilizlerin Irak'ta, Fransızların Suriye'de, Kemalist güçlerinde Türkiye'de Kürtlere siyasi statü vermedikleri ve bununla beraber Osmanlı Kürdistan'ını üçe bölmeyi başarmışlardır.
Kürtler Türkiyede,Suriyede ve Irakta siyasi statülerin peşindedirler. Suriye'de IŞİD-PYDnin yani Arap-Kürt savaşının,Irak'ta sorunlu bir statünün ve birlikteliğin,Türkiye'de ise statünün talebi nedeniyle ateşkesin ve çözüm sürecinin devam etmesi konumundadırlar.
Türkiye Cumhuriyeti Ülkesin de ve Suriye'de PKK Kürtlerin sözcülüğünü, Irak'ta ise Barzani Kürtlerin temsilciliğini yapmaktadır. Kürdistan toprağının büyük parçası ile halk kitlelerinin çoğulcu bir taraftarı PKKyi,Para ve siyasi meşrutiyetin de Barzani tarafında olduğu gözükmektedir. Şeytanın ordusu Terör Örgütü olan IŞİDin hem Rojava'ya hem de Şengal ile Kobaniye saldırmaları kendi açılarından yanlış yaptıklarını öğrenmişlerdir.Bu durumunda Kürtleri birleştirdiği ve PKK PYD Barzani ile bir birlik ruhu kurdukları da gözlerden kaçmamalıdır.
Peşmergelerin Şengal'den kaçtıklarını iddia edenlerin de eğer Kobani'yi kaybetme ile karşı karşıya gelirlerse beter bir eleştiriye maruz kalacaklarını düşünüyorum.Bence Kobani PKK PYDnin YPGnin ve tüm Kürtlerin en önemli imtihanıdır;Kürtler burada gerçekten tutunurlarsa kahraman olurlar,tutunmazlarsa işleri çok zordur.Bütün Kürtlerin ve Kürt Halkının söylemlerinde ve medyalarında bu telaşı da görmek gerçekten mümkündür.
Sonuç olarak;
"Köyler kaybedilebilir, geri çekilmeler olabilir. Belki kente dayanabilirler. Ama Kobane asla düşmez. Düşmesi için oradaki herkesin ölmesi lazım!" dedi.
Kürtler bulunduğu coğrafyada toprak sahibidir.Ne yapılırsa yapılsın yine ve yeniden Mezopotamya ve Ortadoğu topraklarında yeşerecekler.
Kürtlerin varlığını ve gücünü bütün dünya duyacaktır..!
Mehmet Kızılkaya
FACEBOOK YORUMLAR