Ali Lale

Ali Lale

ali.lale@outlook.com.tr

İnsan Hakları Mahkemesi ve BM nerede

16 Ekim 2023 - 18:28


                 70 yıldır dünyanın gözü önünde Filistin halkına kendi evlerinden, topraklarından peyde pey göçe zorlanması, İsrail tarafında Filistin halkın sinir uçlarını tahrip edercesine evlerinden, işyerinde yolda her yerde baskıya maruz bırakmaları, iş yaptırmamaları, Rahatlıkla ibadetlerini ifa ettirmemeleri, istediği kişinin suçu olmadığı halde gözaltına alınması ve bir daha ondan haber gelmemesi, çoluk çocuk demeden darp etmesi, mallarını gasp etmesi, kısacası onlara günün her saatini hayatlarını cehenneme çevirmesi, dünyanın gözleri önünde olan biten gerçeklerdir. Hiçbir kural tanımayan İsrail için BM ve İnsan hakları mahkemesi kartondan yapılmış kurumlardır. Çünkü kararlarını uygulama koyma yerine çöpe atan kural tanımayan dağ ayısından daha canavar ve yırtıcı olan bir terör devletinden söz ediyorum. Yok, yere insanları evinden toprağından ailesinden her şeyinden mahrum eden bu zalimlere kim dur diyecek.  Müslüman ülkelerin başına kılıç gibi dayatılan, demokrasi, laiklik insan hakları bunlar hepsi Müslümanları dininden uzaklaştırmak ve sosyal düzenini bozmak için kurgulanan kartondan tuzaklı belgelerdir.
             Müslüman ülkeleri ve Müslümanlar hala bunları anlamıyorsa ve kendi aralarında kardeşliğini pekiştiremiyorsa, ekonomilerini güçlendirmek ve sosyal düzenlerinden adaleti tesis etmek için çaba sarf etmiyorlarsa hangi zamanı bekliyorlar. Zamanın birinde üç dört arkadaş yolculuğa çıkmış. Yola çıkmışlar ama fırtına tipiyle yağan kar etrafı kaplamış göz gözü göremiyormuş. Bu arkadaşlar bir yere sığınmışlar ama soğuktan duramayacak haldeydiler. Bir arkadaşı soğuktan donuyor ve oracıkta ölüyormuş. Bunlar üzülüyorlar; arkadaşın ölümüne ve diğer taraftan tedbirsiz çıktıklarından üzülüyorlarmış. Bu sırada biri diğer arkadaşlarına soruyormuş. Yahu arkadaşlar hiçbirinizde ateş yok mu? Der. O sırada bir arkadaş da arkadaşlar ben zor gün için yanımda kibrit taşıyorum, der. Diğer arkadaş kızgın bir şekilde ulan bir arkadaş ölmüş bizde ölmek üzereyiz bugünden daha zor gün olur mu? Der. Kibriti alır etraftan çalı çırpı toplayarak ölmekten kurtulurlar. Bu hikaye Müslümanlar durumuna örnektir. Ülkeler yavaş yavaş yok olurken, Tek tek düşman tarafından ülkeleri kontrolü altına alırken,  düşmanlar yüzyıllık planlar yaparken, bizler hala burnumuzun ucunu göremiyorsak bu işin şuurunda değilsek; ezilmeye, horlanmaya, itilip kalkmayı hak etmiş oluyoruz demektir. Filistin’e ses çıkarmayanlar, yarın kendi başına aynı felaketler gelirse ses çıkartmayacaktır. Çünkü Müslümanlar Allah’ın ipine sarılmadığından tesbih taneleri gibi her biri bir yere savurulmaktadır. Bugün biz Allah’ın ipine sarılmış olsaydık, aramızdaki adaleti tesis etmiş olsaydık. Müslüman ülkelerin başına bu felaketler gelmeyecekti. Kur’an’daki İslam kardeşliği pekiştirirsek, vallahi İsrail Filistin halkına parmağını bile uzatamazdı, ABD İsrail’in zulmünü desteklemeyi bırak belki de telin bile edeceklerdi. Biz Allah’ unuttuk şeytanın uşaklarını dost edindik ve aldandık nefse uyduk, zayıf kaldık, kardeşliği unuttuk bölündük, küçüldük ve küçük lokmalar haline geldik. İşte o lokmaları dost görülen düşmanlar gerçek yüzünü göstererek küçük lokmaları yutmaya başladı. Dur diyecek kimseciklerde kalmadı. Kalıbımız Müslüman içimiz şeytanın uşaklığına gebe ve hayranı olmuşuz.
               Farz edelim ki Filistin yerine İsrail bu sürece dahil olmuş olsaydı. Tüm ecnebiler ayağa kalkardı.  Maalesef Allah’ın bir hukuku vardır. Kim çalışırsa Allah gücü onlara verir. Müslümanlar birbiriyle uğraşırken veya uğraştırırken, onlar ise Müslümanlar üzerinde yüzyıllık planlar yapmaktadırlar. Müslümanlar ne zaman uykuda uyanıp ta Allah’a kul olacaklar? Kuranda ki cihat ayetleri hepsi bu manzarayı işaret etmektedir. Kardeş olun bölünüp parçalanmayın düşmana karşı kuvvetten düşersiniz. İşte kuvvetten düştük. Bugün Irak, İran ve Mısır, Libya olmuş olsaydı. Böyle olur muydu? Kâfirler dün Kur’an’ın yakması da bir plandı. Acaba Müslümanların tepkisi ne olacak diye bir denemeydi.  O cılız tepkiden sonra artık Müslüman ülkesi diye bir şey kalmadığı işgal edebiliriz inancıyla ABD korkmadan Akdeniz’e tüm gücünü döktü. Bu bir meydan okumadır. Bu bir gözdağıdır. Nereye kime saldıracağı kimin başına çorap öreyeceği belli değildir. Müslüman ülkeleri kasapta bekleyen koyunlar gibi sırasını beklemektedirler. İşte düşmana güvenmenin dost olmanın akıbeti; yalnız ve yardımsız kalmaktır. Bunu yüce Allah diyor. Allah tüm Müslümanlara şuur versin bazı İslam ülkelerin başındaki uşakların sonu olsun, Hürriyet ve özgürlük Müslümanların ve dünyadaki zalim olmayan halkların olsun.                           Ali LALE
      

     

Bu yazı 319 defa okunmuştur.

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum