Demokrasi ve ABD

05 Temmuz 2021 - 08:00

Demokrasi ve ABD bu iki kelime birbirine zıt durumdadır. Bir yerde ABD varsa demokrasi yoktur, demokrasi varsa ABD yoktur.

Körfez savaşını bir hatırlayalım. İki Müslüman ülke arasında bu savaş neden çıktı?  Ortadoğu’da güçlenen İran ve Irak İsrail için bir tehdit arz ediyordu. İsrail için tehdit arz eden her şey dolaylı olarak ABD  için de tehdittir.

Bugün Türkiye’nin demokrasisi takip için kurulan derneğe benzer, bir kuruluş bunlar için planlar ve projeler üreterek, uygulanan projeler sonucunda; iki kardeş ülke arasında savaşı kaçınmaz hale getirdiler. 


1980-1988 tarihler arasında meydana gelen körfez savaşında binlerce insan öldü. Binlercesi evsiz kaldı. Binlerce çocuk babasız kaldı. Binlerce kadın dul kaldı ve perişan oldular.

O gün ABD’nin 1 numaralı uşağı ve ya taşeronu Saddam yönetimiydi. Nefret ettiği yönetim ise İran yönetimiydi. Aslında başta dedim ya, güçlenen iki ülkenin de zayıflanması gerekirdi. ABD harekete geçirdiği CIA fitne ocağıyla savaşı meydana getirdi. 8 yıl süren körfez savaşından sonra her iki ülkede askeri ve ekonomik olarak çökmüşlerdi.

ABD’nin bir nevi teşvikiyle Kuveyt’te saldıran Saddam, Kuveyt’i alıp güçlenecekti. Bu da onlar için tehlikenin devam ettiği anlamına gelirdi. Bu şekilde Saddam’ı yok etme fırsatı doğmuştu. Uluslararası arenada Saddam’ı canavarlaştırarak, Irak’a demokrasi getireceğiz diyerek, oradaki halkı da bu yalancı sözcükle kandırarak, bazılarına da para aktarmak suretiyle milleti yalanlarına inandırdılar. Bu işlerin iki ülkenin başına getiren ABD’nin olduğu akıl etmediler. İşte ABD nereye girerse orada gözyaşı, kan olur. Coniler; Irak halkında ne can ne mal ve nede namus bıraktılar.  Rabbim bu milleti, bu rezalete müstahak etmesin.

ABD Kendi içinde düne kadar beyazların şehir içi arabaları bile ayıran ve siyahları 3. vatandaş konumuyla sınıflandırarak muamele eden ve gördükleri yerde öldürmeye çalışan haydut kılıklı bir anlayış hâkimdir. Kızılderileri de kendi memleketlerinden yok edenler bunlar değil midir? Bunların ruh hali değişmedi, değişen fiziki halleridir. Ruh halı değişmiş olsaydı, bu kadar katliamlara sebebiyet vermeyeceklerdi.

Mısır Ülkesi yapılan seçimle Muhammed Mursi’ nin kazanmasıyla ABD’ nin beklemediği bir durumla karşı karşıya kaldı. Muhammed Mursi bir taraftan Yönetime İslam’ı kuralları getirmeye çalışırken, diğer taraftan da ilk icraatlarından biride Filistin halkını açık cezaevinde kurtarılmaktı. Bunun içinde kendi tarafından kapalı bulunan ve dünya ya açılan iki kapının açılmasıydı. Böylelikle Filistin halkı da kendini savunmak için silah ve malzeme temin ederek kendi bekalarını İsrail tehlikesinden koruyacaktı. Ancak Filistin halkının nefes almasını sağlayan Muhammed Mursi’ nin nefesini kesilmesine sebebiyet verdiler.

Öldürmesine sebebiyet verdiler. ABD’nin demokrasi anlayışı; Müslümanları yok etmek, ABD’nin desteğiyle Sısi tarafından darbe yapılarak masum ve silahsız insanları acımadan öldürdüler. ABD taşeronlarını;  İnancı zayıf olan, devlet anlayışı kıt olan, millet ve vatan sevgisi olmayan ve kapasiteleri düşük olan siyasilerden seçer. Bunun için her ülke de ABD taşeron bulmakta zorluk çekmiyor.


Bugünde Ortadoğu’nun en güçlü devlet konumundan küresel güç olmaya doğru yol alan Türkiye, İsrail ve ABD için en büyük tehlike arz etmektedir. Bunun için” Türkiye Demokrasi takip Derneği” adı altında fitne derneğini kurmuşlar. Toplum olarak dostumuzu ve düşmanlarımızı tanımazsak, Irak’ın, Suriye’nin ve ABD’nin burnunu soktuğu diğer ülkelerden hiçbir farkımız kalmaz. Binbir rezalet bizi bekler. Allah düşmanların fitnesinden bu milleti muhafaza etsin.

Bu yazı 664 defa okunmuştur.

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum