ESKİ TÜRKİYE İLE YENİ TÜRKİYE FARKI

18 Haziran 2020 - 14:05

Türkiye’nin her konuda gelişmiş bir ülke olması herkesin arzuladığı ve hayal ettiği güçlü bir istektir. Çünkü Türkiye’den başka bir Ülkemiz yoktur. Onun için bu vatanın yaşanabilecek bir duruma getirilmesi ve daha iyi olabilmesi için toplumu oluşturan her bireye farklı sorumluluklar düşmektedir.


“Batı tek dişi kalmış canavar” ibaresi sözü Milli şairimiz Mehmet Akif ERSOY tarafından boşa söylenmemiştir. ABD 12 milyondan fazla Kızılderili ve siyahi insan öldürmüştür. Ondan fazlasını da gemilere bindirip köle olarak satan ve bu insanlara yapmadığı zülüm ve işkenceyi yeryüzünde bırakmayan, “Akıllı hayvan konumuna getiren”, bu vahşi medeniyet bununla da yetinmeyerek, Müslüman ülkelerini de bu duruma getirmeyi tek gaye haline getirmiştir. Onlardaki bu hırs ve öfke yüzünden yüreklerinde insanlığın zerresi bile kalmamıştır. Tam bir vahşi hayvan konumdadırlar. Onlar avını parçalamak için her türlü davranışı mubah görenlerdir. Zalimlerin yapacakları zülüm ve buna benzer insanlık dışı hareketlerin engellenmesi, onların arzularına ve hırslarına engel olması ve durdurulması için, Yüce Allah Müslümanlara cihadı farz kılmıştır. İnsanların yüreğine güç, mücadele azmini aşılayan ve zalime karşı dik durmasını sağlayan cihat emri hikmetlerle doludur. Bunu bilen küfür milleti her şeyden önce; Müslümanların dini duygularını zayıflatmak ve bu konuda yapılması gerekenleri yapmaktan çekinmeyen eski Türkiye’de İslam’ı çağrışımda bulunan tüm şeylerin yasaklanması ve ağır cezaların verilmesinin sebebi ve kaynağı budur. Tüm Müslümanları köleleştirme ve bağımlı hale getirme çabalarıydı. Bunlar ve taşeronlarıyla; dini değerlerimizi ve maneviyatımızı yüreğimizden sökmek için bu millete yapmadığı zülüm, işkence ve bıktırma planları kalmadı. Politikalarıyla bu milletin gönlünde alamadığı inancı ve imanı savaşlarla yok etmeye çalıştılar.  


Eski Türkiye’de PKK’yi ve Fetö’yü oluşturan ve yetiştiren, büyütenlerin bununla amaçladıkları şey; Türkiye’nin bağımsız çabalarını sonlandırmak, inancını yüreklerden sökmek ve kendine uysal bir köle haline getirmekti. Siyahilerden alışmış oldukları zulmü, işkenceyi, aslında Tüm Müslüman Ülkeler üzerinde denediler. Eski Türkiye’de İslam’a çağırışım yapan ve o ruhun oluşmasından korkan, bu canavarlar; yönetimlere, önerilen yöntemleri neticesinde eski Türkiye’de kan, gözyaşı, ölüm ve zulümler diz boyuydu..


Eski Türkiye’de Müttefik olan Türkiye’ye PKK’ ye karşı istihbarat destekleri sağlıyoruz diyerek, Türkiye yöneticileri yalandan bir sorumluluk altına alırlardı. Diğer taraftan istihbarat bilgilerini Türkiye aleyhine PKK’ lehine kullanarak Türkiye’nin tüm maddi gücünü boş dağlara bombalar yağdırarak, ülkenin tüm enerjisini bu yoldan harcıyorlardı. IMF’ye borçlandırarak her konuda bağımlı hale getiriyorlardı. O günkü Yönetimde; gururla “PKK’ye karşı, ABD tarafından sağlanan istihbarı işbirliğiyle yapılan operasyonların teröre ağır zayiat verdiklerini göğüslerini kabarta kabarta söylüyorlardı. Onlar ise bıyık altından sırıtıyorlardı. Türkiye kamuoyunu bir nevi uyutuyorlardı.


Yeni Türkiye’de yapılan operasyonlar, tüm donanımlar yerli araçlarla yapılmaktadır. Bugün siyahlara yapılan insanlık dışı uygulamalar aslında kendisinden başka diğer insanlara ve özellikle Müslümanlara bu zulmü uygulamaktan çekinmezlerdi. Millet olarak yapacağımız şey, bunlara güvenmeden her alanda öz kaynaklarımızı harekete geçirerek, bunların üzerimizdeki emellerine ulaşmak için, uygulamaya yönelik yapılan planlarını boşa çıkartmak zorundayız. Bu konuda HZ. Muhammed(SAV) şöyle buyurmaktadır.” Düşmanların silahıyla silahlanın” Bu sözle her alanda düşmana eş ve ya onlardan güçlü olmamızı istiyor. Çünkü düşmanların zulmünden ancak güçlü olmakla kendimizi koruyabiliriz ve bağımsızlığımızı muhafaza edebiliriz.    


                     

Bu yazı 4223 defa okunmuştur.

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum