Kur'an'da bir ayetin anlamı ve düşündürdükleri

13 Nisan 2022 - 23:07

“Allah şöyle bir şehri örnek veriyor: Bu şehir güvenlikli ve huzurluydu; her yerden oraya bol rızık geliyordu. Derken ahalisi Allah’ın nimetlerine karşı nankörlük etti, Allah da onlara yapıp ettikleri yüzünden genel bir açlık ve korku felâketini tattırdı (Nahl süresi ayet:112-)

Ayette de ifade edildiği gibi, yüce Allah bir şehri örnek veriyor. Allah’ın emirleri indiği zamana yalnız ait değil, tüm zamanları kapsar.   Örnek verilen bu şehir, bir ülke ve dünya ile karşılaştırabilirsin. Bugün yeryüzünde Allah’ın adaleti ve emirlerinin ve peygamberin rehberinden dini takip eden uygulayan bir şehir, bir ülke bulabilir misiniz? Hayır.

 Bugün İnsanlar Allah’ın nimetine karşı sınırsız nankörlük yapmaktadırlar. Kul hakkına tecavüz edilmekte, zülüm yapılmakta, Allah’ın verdiği imkânları herkes elinde geldiği kadar kötüye kullanmakta, çoğunluk olarak, Allah (CC) emirlerini ve Hz. Muhammed (SAV) hadisleri dikkate almamakta ve üzerinde düşünmemektedirler.

Onun için zulüm zirveye ulaşmakta, zulümde muzdarip olanların sesi kısık kimseye ulaşmamaktadır. İnsanlar haksız yere öldürülmekte, hanelerine tecavüz edilmekte, evlerini başlarına yıkmaktadırlar. Kendi vatanından mülteci durumuna düşürmektedirler. Yüce Allah diğer ümmetlere de peygamberler göndermişti. Onlar; Peygamberin davetini dikkate almadığı ve nankörlük yaptıkları zaman, Rabbim onlara bir bela verirdi. Hepsini de birden yok ederdi.

Hz. Muhammed’in ümmetine ise toptan yok etmeyecek, ancak bölgesel ve ya dünyayı kapsayacak belalar ve fitneleri musallat edecektir. Örneğin COVİD-19 gibi.  Bugün toplumda bir kısım insan, tokluğun zirvesinde yaşayarak nankörlüğü ve inkârcılığını devam ederken, diğer taraftan da fakirliğin yoksulluğun en dibinde yüzen binlerce insan acı ve sıkıntı içinde çekilmez bir yaşam sürdürmektedirler.

Sosyal yapının bu şekilde bozulmanın nedeni insanların Allah’ın emirleri doğrultusunda değil de keyiflerine göre hareket etmelerinden kaynaklanmaktadır. Allah’ın bütün emirleri hikmetlerle doludur. Emirlerinden biri olan zekât; sosyal barışın, insanlar arasında sevgi ve saygının tesisinde büyük rol oynamaktadır. Toplumda refah seviyesinin yükselmesini sağlayan zekât faktörü unutuldu.  Allah’ın verdiği imkânları; “ ben yaptım ben kazandım diyerek “ Allah’ın verdiği nimetlerine karşı nankörlük, kullarına karşı da kibirden geçilmiyor.

Bugün yeryüzünde belalar eksik olmuyor neden? Kâinatı yaratan Allah’ın emirleri unuttuk, keyfimizi, nefsimizi, şeytanı kendimize rehber edindik. Allah’ın iradesine karşı küçük beynimizle böbürlenerek, kendi nefsimizi ilahlaştırdık. Hiç düşünmedik, yeryüzünü bize döşek yaptıranı, her türlü meyveyi bitireni, bu hazineleri bize sunanı,  yer altı zenginliklerini bize vereni kim olduğunu akıl etmedik ve gereğini yapmadık. İnsanlar; fabrika ayarlarına geri dönerler, Allah’ın emirlerine yeniden itaat ederler diye, Rabbim dünyayı kapsayan fitneyi musallat etti. Dünya insanlarını fakirlik ve yoksulluk korkusuyla terbiye ediyor. Onu da anlayamadılar.  

Vücudumuzun organları bize veren kim? Bir organ olmazsa dünyadaki bütün bilim ve tekniğini kullanarak onun aynısını meydana getiremeyeceğini bildiğimiz halde sahibimizi, Rabbimizi neden akıl etmiyoruz.  Ölüme çare bulunabilir mi? Hayır o zaman, sonunda dönüşümüz onadır. Yaptıklarımızın, ettiklerimizin hesabı sorulmayacak mı? Kur’an’ı Kerim’i mezarlıkta okumak için mi gönderildi? Peygamberi yeşillik olsun diye mi gönderildi? Tüm imkânları bize veren, nimetleriyle bizi doyuran, Allah bizden ne istiyor? Bizden istediği;; onu Rab olarak tanımak, inanmak, emirlerine ve peygamberine itaat etmektir.

İnsan denilen meçhul varlık; içinde hem canavarı duyguları ve hem de Melek’i duyguları barındırmaktadır. Eğer Allah’ın emirlerini yerine getirdiğiniz zaman, canavarı duygular, meleği duygularımıza binek olur. İnsan Meleklerden üstün bir varlık olur. Tersi ise Allah’ın emirleri ve peygamberliğin rehberliğini dikkate almadığınız zaman, içimizdeki canavar büyür, melek hareket edilemez durumuna getirilir. İşte o zaman da insan canavarlaşır. Bugün yeryüzünde insanların yaptıklarını dört ayaklı canavarlar bile o vahşeti yapamazlar.

Temennimiz odur ki bu oruçta İslam âleminde bulunan insanların içindeki canavarı, meleğin bineği haline gelir. İşte o zaman dünya yaşanabilecek bir duruma gelir. Rabbim tarafından o şehir bol rızık verir ve belalardan, kıtlıklardan uzak bir şehir, bir ülke ve dünya haline getirilir. Tekrar Ramazanınız mübarek olsun, hayırlara vesile olsun
                                                                                                 

 

Bu yazı 631 defa okunmuştur.

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum