Kur'an'da sabır kavramı 2

07 Ekim 2020 - 10:29

Sabır, zor koşullar altında cesaret ve metanetini yitirmeme duygusudur. Sabırlı insan uzun süreli gecikmelere ve tahriklere rağmen moralini bozmadan yoluna devam eder veya beklemesini sürdürür.  Sabır,  Kur’an-ı Kerim’de “Erdem” olarak da geçmektedir. Sabır kavramını anlamak ve bu kavramın gereğini yapmak için her şeyden önce Rabbine tam teslimiyet ve ahiretin varlığına tam inanmakla olur. Olay ve durumlara karşı sabır göstermek ve nefsimizin bize zarar veren duygularına karşı direnç göstermek için yaşam üslubumun Allah’ın istediği istikamette olması gerekiyor. Aksi takdirde olay ve durumlara karşı sabır gösterebilme iradesini bulamayabiliriz. Yani Allah’ın istediği yaşamı değil de arzularımızın ve şeytanın istediği bir yaşantıya tabi oluruz. Sabır inandığı ve doğru bildiği dava yolunda önüne çıkan engellere karşı sarsılmaz, yorulmaz ve bükülmez bir irade ortaya koymaktır. Bu ruha ulaşmak için sağlam bir zemine ihtiyaç vardır, işte bu zemin Allah’a olan imanımızın güçlü ve bu gücün bize sağladığı koşulsuz teslimiyettir.


Bir kadına aşık olan kişi aşkı için her şeyi göze alabilir, zorluklara katlanabilir. Aşkına kavuşma yolunda önüne çıkan engellere direnir,  mücadele eder. Tüm bu iradeyi niçin gösterir? Çünkü ruhu ve bedeni ile aşkına inanmıştır. Aşkına ulaşma yolunda onu engellemeye çalışan sözlü ve davranışsal tepkilere karşı bu inanmışlığın vermiş olduğu güçle sabır gösterir, çünkü teslimiyetin zeminidir inanmışlıktır. İşte insanda sabrı oluşturan ve sabrı güçlendiren nedenden bahsederek bir örnek ile de açıklamaya çalıştık.


İşte Kur’an-ı Kerim’den bir örnekle sabır kavramını daha iyi öğrenerek pekiştireceğimizi düşünüyorum. Kul; Rabbine karşı sarsılmaz bir inançla bağlı kalarak onun emirlerine, reçetesine, talimatına uygun olmayan sözlü ve davranışlara karşı rahatlıkla sabır edecek bir erdemliğe ulaşırız. İşte o zaman her şeyimiz Allah için olacaktır. Öfkemiz, sevgimiz, kızgınlığımız Allah için olacaktır. Başka bir kul için olmayacaktır. Hele istek ve arzularımıza göre hayatımıza yön vermeyeceğiz.  Hayatımız ve yaşantımız Allah için olacaktır. İşte böyle kullara ne mutlu onlar gerçekten takva sahipleridir. Allah’ın sevdiği kullarıdır.      

Bu yazı 1823 defa okunmuştur.

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum