Okçular tepesindeki verilen mesajı anlamak

04 Ocak 2022 - 18:47

Uhud Savaşı; Müslümanlarla – Kâfirler arasında yapılan bir savaştır ve o savaşta Müslümanlara verilen bir mesaj vardı. Hz. Muhammed (SAV) Savaş kararı verince; Okçular tepesine,50 okçu yerleştirerek Onlara şu talimatı veriyor. “Ne şart ve durum olursa olsun asla yerlerinizi terk etmeyeceksiniz. Bizlerin cesetlerinin akbabalar tarafından parçaladığını görseniz bile yerinizi bırakmayacaksınız.”(Ahmet b. Hanbel) 

O savaşta Hz. Muhammed (SAV) emrine uymadıklarından dolayı, Uhud savaşı Müslümanların mağlubiyetiyle sonuçlanmıştır. Bugün Müslümanların her tarafta mağlubiyeti, ezikliği devam edilmesi gösteriyor ki Müslümanlar “okçular tepesindeki” ibretlik dersi ve mesajı anlayamamışlardı. 
           
Bugün hangi İslam topluluğu Allah’ın ve Peygamberin emirlerini yerine getiriyorlar. Maalesef üzülerek söylemek istiyorum ki hiçbir topluluk Allah’ın ve Peygamberin emirlerini yerine getirmiyor. Bizler Uhud savaşında ki okçu tepesindeki mesajı almadığımız müddetçe kıyamete kadar Müslümanlar hepsi bu itaatsizlik cezasını mallarıyla, canlarıyla, namuslarıyla onur ve şerefleriyle ödemeye devam edeceklerdir.
 
Bugün dünyanın her tarafında ezilenler, kan ve gözyaşı dökenler, vatanından sürgün edilenler hepsi de Müslümanlardır.   

Müslümanlar tekrar Uhud savaşından ve okçu tepesinden yeniden dirilişe geçmelidir. Bu nasıl olacak? Okçu tepesini terk etmeyerek, yanı Allah’ın ve Hz. Muhammedin emirlerini yerine getirerek Allah’ın katında değer kazanacağız bizleri güçlü kılacakta budur. Bugün yaşantımızda Allah’ın hükümlerini değil kendi nefsimizin ve arzularımızın hükümlerini yerine getiriyoruz. Allah’ın ve Peygamberin emirlerine yabancılaşmışız. Uhud savaşını yaşayan Müslümanlar, okçu tepesindeki dersi aldıkları için bütün Dünya’ya İslam zaferini taşımışlardır. Başta Mekke’yi fetih ettiler, daha sonra diğer beldelere de İslam adaletini taşıdılar.

Müslüman toplulukların kurtuluşu da İslam’a sarılmakla Allah’ın emirlerini yerine getirildiğinde; Müslüman topluluklar üzerinde kara bulutlar gibi zalimlerin, kâfirlerin ve münafıkların zulümlerine son verilecektir. Allah emirleriyle bizleri imtihana tabi kıldığı gibi, biz onun emirlerini yerine getirdiğimizde, dünyada da güçlü olacağız, ahiretimizi de kazanacağız bundan daha güzel bir şey olabilir mi? Peki bizleri bu güzel yaşantıdan alıkoyan nedir. Nefis, şeytani vesveseler ve şeytanlaşmış insanlar ve batılıların bize altın tepside sunduğu zehri gözü kapalı olarak almaktayız. Bu sistemlerin birer kuklası haline gelmiş bulunmaktayız. Onlar bizleri bir bardak suda boğmaya çalışırken, bizler ise, kelebeklerin ışığa koştuğu gibi onlara koşuyoruz, kısacası bizler celladımıza âşık olmuşuz.  Buda Allah’ın emirlerini dikkate almayan Müslümanların feraset sahibi olmadığını gösteriyor.
   
Suriye’de, Irak’ta, Mısır’da Bosna Hersek’te, Afrika’da daha birçok ülkede Müslümanların hayatlarını zehir etmişlerdir. Neden bir batılı ülke perişan değil neden hep Müslümanlar da kan, gözyaşı ve sürgünler eksik olmuyor?

Bugün Türkiye’yi sevindiren, süper güçlerle yarıştıran inanmış bir avuç insanların sayesindedir. Ancak şunu da zikretmeden geçmeyeceğim. İnanmış bir liderin önlerini açmasıyla Dünyaya meydan okuyan teknolojik gelişmeler azımsanacak türden değildir. Bugün ülkenin savunmasında ve ekonomiye katkı sunan SİHA ve İHA ’lar olmaktadır.

Allah’ın emirlerine ve Peygamberin hadislerine inanmak ve Müslümanların yol haritasını buna göre ayarlamak, korkunç bir şey değildir. Çünkü yeryüzün ve gökyüzün sahibi, hâkimi, mülk sahibi odur. O istemezse bizleri bir gün bile bu dünya da yaşatmaz, o kulunda kızarsa bütün dünya onun dostu yardımcısı olsa bile boştur, bir fayda sağlayamazlar. Bizler Müslümanlar olarak kendi fabrika ayarlarımıza dönmedikçe başkalarına muhtaç olmaktan ve sürünmekten kurtulmayız. Rabbim tüm Müslümanlara inanmayı ve inandığını yaşayan kullarından eylesin.

Bu yazı 668 defa okunmuştur.

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum