Rusya-Ukrayna'nın Antalya'daki Görüşmeleri üzerine

12 Mart 2022 - 11:49

Rusya ve Ukrayna savaşının 12. gününde Antalya ‘da Türkiye’nin güvencesinde altında iki ülkenin bir araya gelmesi Türkiye’nin dış politikadaki güvenliğini ve gücünü tescil etmiştir. Çünkü her iki ülkenin güvendiği bir ülke olma konumda olması bizim için gurur verici bir durumdur. Elbette ki Türkiye’nin buradaki amacı her iki ülkeden daha fazla kayıplar verilmeden savaşın sonlandırılması için çaba harcamasıdır. İnsanlar daha fazla ölmeden, daha fazla mülteci durumuna düşmeden, savaşın durdurulmasıdır. Aslında bu dünya devletlerin için güvenilir ve güçlü bir ülke olduğumuzun ifadesidir. Bu konum bizim daha çok çalışmamızı gerektiriyor.

Enerjide, tahılda, yakıtta ve yerli silah üretimin l00%l00’e ulaşmak için yediden yetmişe bunun mücadelesini vermeliyiz. Tamamıyla bağımlılıktan kurtulacak bir ülke konumunda olmak zorundayız. Onun için iç siyasetimizin çekişmeleri, bu çalışmanın önemini kavrayarak bu çalışmayı aksatıcı herhangi bir davranışa meyil edilmemeli, Çünkü dost görünenler bizim ülkemizin stratejik konumuna göz dikmiş olduklarını düşünmeliyiz ve bunu böyle bilmeliyiz. Onun için iktidarın ve muhalefetin birinci önceliği ülkemizin bağımlılıkta kurtaracak, yukarıda saydığımız kalemlerden yerli üretime ağırlık vermeleri olacaktır. Vatandaşların refahı buna bağlıdır. Güçlü bir ülke olabilmek için içte de mükemmel bir yönetim sergilemek zorundayız.

İktidar ve muhalefetin Türkiye’nin Bir hukuk devleti olma yarışına girmeli ki ülke de adalet sağlansın, yoksa güçlü bir ülke olma hayalden öte geçmez. Nasıl ki bir öğrenci iyi bir puan alınca artık o puandan aşağı almayarak daha iyi puan almak zorunluluğunu hissediyorsa, Türkiye’de o konuma girmiş bulunmaktadır. Bu konumdan geri dönüş olmaz, ancak daha sağlam adımlarla yürümesi gerekir. Aksi takdirde bugün Ukrayna ve Rusya’nın durumuna düşmeyeceğimizi hiç kimse garanti veremez. Garanti vermek için güçlü olmakla mümkündür. Türkiye’nin bekasıyla iç siyaseti karıştırmamalıyız. İç siyaset’ in sorumluluğu ve görevi ülkeyi rotasından daha iyiye götürme yarışması olmalıdır. Yoksa sadece hedef iktidar olmak için her türlü oyunu mubah görmek anlayışı bu millete bela getirir.  O bela ki en birinci önceliğimiz olan bağımsızlığımız ve özgürlüğümüze büyük zarar verir. Bunlar alınırsa artık bunları elde etmek hayal olur.



İşte Türkiye bu konumunu korumak ve güvenilir bir liman olmasını devam edebilmesi için her yönde güçlenmesi gerekmektedir. Ekonomik yönde, siyasi ve askeri yönde güçlü olmak zorundayız. Bunun içinde Türkiye’nin bu milli meselelerini siyaset üstü tutmak zorundayız. Süper güçlerin hiçbirine güvenilmez. Bugün Ukrayna’nın Rusya ile savaşa tutulmasının en büyük sebebi NATO’ya ve ABD’nin söylemlerine güvenerek böyle geri dönüşü olmayan yanlış bir rotaya girmiş olmasıdır.  Çünkü süper güçler kendi menfaati dışında, aslında hiçbir şeyi dikkate almazlar. Ukrayna yok olmuş, insanları ölmüş, sürgün edilmiş, perişan olmuş, hiçte omurlarında değildir. Bugün Ortadoğu’yu bataklık haline getiren kimdir. İşte söz ettiğimiz. O güçlerdir. Onlar insanlıktan nasibini almadıkları için kendi insanlarından başka diğer insanların değeri onların yanında beş kuruş etmiyor.

Bugün Ukraynalılar dindaşımız ve ırkdaşlarımız olmamasına rağmen, insan olma hesabıyla onların bu durumları bizleri üzüyor. İnşallah kısa zamanda bu savaş barışla sonuçlanır. Halk ve özellikle çocuk ve yaşlılar daha fazla perişan olmadan bu savaş sona erer.

İç siyaset ülkenin bekasını tehdit edecek söylem ve davranışlardan kaçınmalı, bekamızı siyaset malzemesi haline getirilirse, bu ülkenin akıbeti hayra yorum yapılmaz. Eğer bu ülkenin sorumluluğunu yükleyecekseniz. Ülke savunmasında zirvede olan S-400 ‘lere ne yapacağız kim bize bomba atacak bu gibi söylemler hiçbir siyasetçiye yakışmaz. Bu siyasetten ziyade Türkiye’nin bekasını düşünmemek olur, ya da uzak görüşlü olmadığını ifade edilmiş olur.   Beka yolumuzda toplumu caydırma yönelik tehlikeli bir söylemdir. Evet, iktidarı halkın gözünde düşürme başka yolları var, ama ülkenin bekasını tehlikeye sokacak söylem ve davranışlardan bütün siyasetçilerimizin kaçınması lazımdır.

Siyasetçinin amacı; iktidarda olmaktan ziyade, bu ülkeyi en iyi refah seviyesine nasıl ulaştırabiliriz, belirlenen hedeflere nasıl ulaştırabilirim, gayesi ve düşüncesi olmalıdır.  Uzak görüşlü olmalı, yanı geleceği %50 üzerinde kavrayabilmeli ki geleceğe yönelik planlar yapabilmelidir.

Ülkeyi yönetenler ve yönetmeye talip olanlar bu necip Millete daha iyi bir gelecek hazırlamak isteyenler. Dünden, bugünden ve gelecekten kendilerine ders çıkarmak zorundadırlar. Ukrayna Lideri; ABD’nin ve NATO’nun Ortadoğu’da yaptığı oyunlar ve zulümleri düşünmüş olsaydı, belki bugünkü rotaya girmeyecekti.  İnsanları bu şekilde ölmeyeceklerdi ve perişan olmayacaklardı. Şehirleri yıkılıp, yakılmayacaktı. Dün Irak’ın  başına gelenler bugün ise Ukrayna’nın başına gelmiş bulunmaktadır. Onun için ülke yönetenler ve yönetmeye talip olanlar. Millet ve vatana hizmet aşkıyla bu işi yapmalı, yoksa başka bir şey için bu kutsal göreve talip olmamalıdır. 

İki ülkeyi Antalya’da buluşturan, Türkiye’yi dünya ülkeler arasında güçlü ve güvenilir bir ülke konumuna getiren iradeyi takdir ediyorum. Temennimiz; ülkemizin refah seviyesinin yükseltmesi ve yerel üretime ağırlık verilmesidir.                                                                                                                                              

 

Bu yazı 643 defa okunmuştur.

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum