Sınavlarda mülakat ve keyfiyet

07 Nisan 2022 - 11:56

Devlet idari işlerini memurlar kanalıyla yürütmektedir. Memur alımları ise genelde sınavla alınmaktadır.  Sınav kişinin bilgi, heyecanını işe talebi ve çalışkanlığını tespit eder. Memur alımlarında en iyi yöntem de bu sınav olmaktadır. Sınavı kazanan kişinin güvenlik soruşturması yapılır. Hakkıyla yapılan güvenlik soruşturmasından sonra ya göreve alınır, ya da sorunlar olduğundan alınmaz. Memur görevine başladıktan ve belli bir zamandan sonra, memurun, görevine karşı hassasiyeti, sorumluluğu ve verilen görevi zamanında yapması gibi performansı dikkate alınır. Bu konuda sorumluluk taşıması ve görev alanına giren işlerde daha iyi öğrenme ve araştırma çabası içinde olması, bilgisini artırılması, bu kişinin; o işinin ehli ve liyakatine sahip olduğunu gösterir. İdarecide eğer işin ehli ve liyakat sahibi ise; bu personeline dikkat eder ve daha üst görevlere getirmeye çalışır. Bu şekilde memur sistemi işletilirse, Devletin aslı görevleri iyi bir şekilde yapılacağından dolayı, her konuda başarılı bir devlet profili ortaya çıkar.  

Ancak bu süreç mülakatla baltalanmaktadır. Neden diyeceksin, çünkü mülakat keyfi çağrışıma fırsat vermekte, daha doğrusu; hukuksuzluğa açılan bir kapı gibidir. Bu kapının açılması devletin işlerinin özveri ve sorumlulukla yapan memurların yerine, torpilli dediğimiz kişilerin atanmasını sağlanmış olur. Bunlarla da sağlıklı iş yürütmek mümkün değildir. Eğer Türkiye de devlet dairelerinde işler istenilen şekilde yapılmıyorsa, sıkıntı hep bu yöntemden kaynaklanmaktadır.  Osmanlıyı yıkan da devlet kademelerine çalışkan ve işin ehli değil de torpilli kişilerin makamları işgal etmesinden dolayıdır. Onlar; görevlerini hakkıyla yapamadıklarından aksamalar meydana geldiğinden ve sonunda koca çınar bu hantal yapıya dayanmayarak yıkıldı.

Bu Mübarek Ramazan ayında bana bu yazı yazdıran vicdanımdır. En yakında bildiğimiz bir kişinin hakkının yenilmesidir. Ben bu kişinin çalışmalarına şahit olmamış olsaydım. Belki de haberim olmayacaktı,  bu yazıyı yazmak zorunda kalmayacaktım. Bizim dinimizde” haksızlığın karşısında duran dilsiz şeytandır. “ mesajın olması nedeniyle bu yazı yazmak zorunda kaldım. Ayrıca bu usulle yalnız arkadaşa haksızlık yapılmış değil, aynı zamanda Devlete yapılan bir haksızlık vardır. Devletin işlerini yürütecek en kaliteli en çalışkan insanların yerine keyfi hareketle personel alınması devlete yapılan en büyük kötülüktür. Devletle halkın arasını sıcak tutacak, iletişimi iyi yapacak, iş gören çalışkan, ehliyetli ve liyakatli memurlardır. Bunun aksi keyfiyettir, sonu uçurumdur.

Bunun için bu yazım büyüklerimize bir mektup olarak algılamalı, bir ay önce Kars Şehrimizde de yapılan bu haksızlık mülakatın İçişler Bakanımızın bunu incelemeye alması, bu Mübarek Ramazan ayı hürmetine bu hukuksuzluğu, kuralsızlığı ortadan kaldıracak vicdanları rahatlayacak adaletli bir uygulamanın yeniden yapılması dileğimizdir. Adaletsizlik, Allah’ın sevmediği bir uygulamadır. Kul hakkına tecavüz etmek, Allah’ın affetmeyeceği bir suçtur. Yüce Allah;” kul hakkıyla karşıma gelmeyin “ Demektedir.

Yazılı sınavda doksan üzerinde puan alan arkadaş, mülakatta yetmiş civarında puan verilmesi haksız bir uygulamadır. Bu uygulama sonlandırılmadığı zaman, zincirleme olarak devletin çarklarına zarar verecektir. Bu da artıkça çarkların çalışmayacak bir duruma gelecektir. Geçmiş tarihlerde bunun örnekleri vardır. İnşallah bu uygulamada vazgeçilir ya da adalet terazisini rencide etmeden başka bir usul ile memurların hizmet içi yükselmeleri sağlanır.   Devletimizin bekası için “adalet mülkün temelidir.” Sözü uygulamada olması gerekir. Bunu hatırlatmak için bu yazı yazıldı. İnşallah gereği yapılır.                                                                                                                   

 

Bu yazı 680 defa okunmuştur.

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum