Siyaset halka ve ülkeye hizmet için yapılır

31 Aralık 2022 - 18:21

Dünden bugüne siyaset ve iktidar kavgalarında hiçbir zaman öncelikli olarak halkın refahı ve ülkenin gelişmesi için yapılmamıştır. Tarihe de baktığımızda isyanlar ve kavgalar halkın hizmetinden ziyade iktidarın sağladığı güç ve rantı eline geçirmektir.

Okuyucularımızdan bazıları acaba bu fikre nasıl vardınız. Sorabilirler. Dünden bugüne baktığımızda; ülke ve halka hizmet için yaptığı çalışmalarında hiçbir zaman muhalefet tarafından takdir edilmemiştir. Muhalefet, Bey, prens veya bir parti olabilir. Mademki siyasetçinin görevi halka ve ülkeye hizmet ise ülke ve halka yapılan iyi işlerde iktidarın takdir edilmesi gerekir. Bunun tersi olarak yapılan yanlışlara da yine de halk ve ülke için karşı çıkıp doğrusunu projelendirerek iktidara ve halka sunmalı, böylelikle halka hizmet yalnız iktidara mahsus değildir, aynı zaman da hizmeti aktif olarak çalışan muhalefetinde görevidir.

Muhalefetin yapacağı hizmet; iktidar tarafından yapılan iyi işleri takdir etmek ve yanlışlarına da itiraz ederek doğrusunu kamuoyu ile paylaşarak iktidarın yanlıştan dönüp doğrusunu yapmasını sağlamaktır. Böyle yapıldığı takdirde ülkenin yol haritası sürekli gelişim yolunda olacağı gibi muhalefetin hanesine halk tarafından olumlu puanla ödüllendirilecektir. Bu şekilde davranıldığından hem kendini iktidara hazırlamış olurlar hem de ülkenin gelişmesine katkı sunmuş olurlar.

Peki, Türkiye siyaset geleneği dünden bugüne kadar baktığımızda gördüğümüz tablo, iktidarın nimetlerine sahiplenmek ve eş dostu buradan beslenme anlayışı birinci sırada yer almaktadır. Bundandır ki ülke sürekli gelgit serüveni yaşıyor. Halkı mezheplere ve gruplara ayırarak kendine ölümüne bağlı gruplar yaratmaktır. Tüm bu Bizans oyunları halkın perişan ve fakirleşmesine ve diğer taraftan da ülkenin başka ülkelere bağımlı olmasına sebebiyet vermektedir.

Peki, halk olarak bizim hiçbir görevimiz yok mu? Elbette ki olmalıdır. Bizim görevimiz Allah’tan başka hiçbir kula hiçbir siyasi örgüt ve partiye taassupla bağlanmamaktır. Halkın refahını ve ülkenin bağımsızlığı ve gelişmesi için çalışan kim olursa olsun desteklemeliyiz. Bunun için bizimde bilinçli bir birey olmamız gerekir. Allah’tan başka kimseye kulluk yapmama inancına sahip olmalıyız, kendi ayaklarımız üzerinde durabilme gayret ve çalışmasını göstermeliyiz. Böyle bir anlayış içinde kendimizi yetiştirdiğimiz zaman hiçbir siyaset ve siyasetçi bizim hiçbir zaafımızdan faydalanmayacaktır. Ancak siyasetçinin çalışkanlığı, dürüstlüğü, halka ve ülkeye olan bağlılığı onun en büyük sermayesi olmalı halk olarak’ ta böyle vasıflara sahip insanları tanımalıyız ve desteklemeliyiz.

Tarihte ve günümüzde gözleri iktidar hırsıyla körelmiş insanlar halka felaketten başka bir şey kazandırmamışlardır. Toplum olarak tarihten ibret almazsak iktidar ve hayalperestlerin birer kurbanı oluruz ki bu hem dünyamızı hem de ahiretimizi berbat eder. 

                                                                                                                                          

 

Bu yazı 413 defa okunmuştur.

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum