Taşeron olmanın sonucu

21 Nisan 2021 - 21:54

Taşeron kelimesini halk dilinden anlamı; başkasının aklıyla hareket eden, onun hesabına iş yapan, ya da birinin desteğiyle ayakta durandır.

Allah bu milletin evlatlarına taşeronluk nasip etmesin. Taşeronluk bireysel olduğu gibi bir ülke de başka bir ülkeye taşeron olabiliyor. Nasıl?  Bir ülke yöneticileri milli menfaatleri doğrultusunda akılcı politikaları üretemezse, politika üretenlere muhtaç olurlar.  Hele bir de siyasette, ekonomide başkalarının desteğiyle ayakta durmaya çalışıyorsa, işte o zaman tamamıyla kendi menfaatine göre değil de başkalarının menfaatlerine göre davranış içine girerler. Yunanistan 8 yıldır kemer sıkma politikalarını uygulamaktadır.  Kurtarıcısı ve destekleyicisi de AB olmaktadır. Eski Türkiye gibi.   

Bugün Yunanistan yönetimi; halkın sokağa çıkıp yönetimi zor durumda bırakmaması için alternatifler aramaktadır. AB’nin sürekli Yunanistan yönetimini ekonomi çöküşten kurtarma operasyonu; AB’ye de bıkkınlık vermişse de Yunanistan yönetimine de taşeronluk yükümlülüğü getirmiştir.

Ancak Türkiye’nin kendi ayakları üzerinde durması, savunma güvenliği için gerekli araçların kendisi tarafından üretmesi, bu pandemi sürecinde; sağlıkta ve ekonomide gösterdiği başarıları hazım edemeyen ABD ve onun kontrolünde bulunan AB, zamanı gelince kullanırız, misaliyle beslediği, ayakta tutuğu, Yunanistan yönetimini bir taşeron olarak Türkiye karşı kullanmaktadır.    

Yunanistan yönetimi; insanlıktan nasibini almadıklarının göstergesi;  mültecilere karşı sergilediği insanlık dışı vahşetleridir. Perişan olan yine ülkesinden üst akıl tarafından göçe zorlanan mülteci durumuna düşürülen insanları; Yunan askerleri tarafından botları patlatarak denizde ölümle karşı karşıya bırakan bu zihniyet, her ülkeyi kendi gibi canavar zannetmektedir. Gelişen ve değişen Türkiye’nin hemen kendisini işgal edecek korkusuyla şımarık çocuk gibi sızlayarak, Türkiye’yi ABD’ye ve AB şikâyet etmektedir.   Onlarda kendi menfaatlerine göre Yunanistan yönetimine yol göstermektedir. Yunanistan yönetimi de onların emirlerine göre hareket etmektedir. Çünkü AB desteğini çekerse; Yunanistan yönetiminin ekonomisi çöker ve bunun altında kalır. Bu nedenledir ki barış görüşmelerine gelen Yunanistan Bakan; Türkiye gelip bir çuval inciri berbat edip geri dönmüştür.

Kısacası Yunanistan yönetimin beceriksizliğinden oluşan; siyasi ve ekonomi krizi bertaraf eden üst akıl; verilen emirleri gözlerini kapalı olarak yapmaktadır. Yoksa barış için Türkiye gelen bir bakanın yapacağı ilk iş; müşterek konulara ağırlık vermek ve sorun olan konuları da orta yolu bulma çabasını göstermesi gerekirdi. Ancak bunu yapmak için kendi inisiyatifiyle davranması gerekirdi. Boğaza kadar borca girmiş bir Yunanistan yönetiminden bunu beklemek akıl dışı olur. Çünkü efendilerinin menfaatlerine göre hareket etmek zorunda, yoksa halkının menfaatine göre hareket etmiş olsaydı. Başka şekilde davranırdı. Bence Yunan halkının uyarılması gerekir. Bu taşeronluk görevi üstlenmiş olan bu yönetimin başlarından atması tek çıkar yol olurdu. 
  

Türkiye’nin iktidarıyla, muhalefetiyle şunu iyi bilmelidir ki, ülke menfaati her şeyin üstünde tutulmadığı takdirde, geri dönüş kaçınılmaz olur. Dün ülke olarak bir savunma aracı yapma yetkimiz yoktu. Eski Türkiye’de savunma araçlarımız ABD’ düşümü yaptığı işe yaramayan araçlarla karşılıyorduk. Bunları galiba çabuk unuttuk.  Niye bu paragrafı yazdım.  Bugünün Türkiye’sini daha ileriye götürme çabası değil de içimizde hala eski Türkiye’yi özleyenler var. Bu milletin başına taşeronluk başlığını geçirmek için gece bildirileri havada uçuşturmaktadırlar. Efendilerini çok özlemişler. Ama bu millet o kölelikten kurtuluşun bayramını kutlamaktadır. Yoksa 20 yıldır, aynı partiyi iktidara getirmezdi. Hala bu milletin özünü anlamadınız. Çünkü sizler özünüzü bu milletin değerlerinden almamışsınız. Onun için bu milleti anlamıyorsunuz.  
                          

Bu yazı 696 defa okunmuştur.

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum