Türkiye asrın depremini yaşadı. Deprem sonrası; halkın ve devletin yaptığı hizmetleri kesintisiz devam edilmelidir ki depremzedelerin bozulan psikolojisi üzerinde olumlu etkiler göstersin. Onların gıda ihtiyacı, kışın ısınma ve barınma ihtiyacı devletin birinci öncelliği olmalıdır. TOKİ tarafından tespit edilen konut yerlerin tüm etüt çalışmaları bitirilerek biran önce konut yapımına başlanılmalıdır. Diğer taraftan yerel yönetimler ve belediyeler yıkımların temizleme çalışmalarını yaparak yıkılması gerekli binaların da yıkımını gerçekleştirerek tüm enkaz kaldırma çalışmaları yapılmalıdır.
Depremzedelere ısınma yanında temiz su ihtiyacını karşılanmalı aksi takdirde bulaşıcı hastalıkların meydana gelmesine sebebiyet verilebilir. Tüm bu çalışmalar bir ayda bitecek değildir. Bu çalışmalar en hızlı bir şekilde bir plan dâhilinde yürütülmelidir. Bu çalışmalar yapılırken iktidarın tüm görevlileri sahada yaraları sarmayla uğraş verirken diğer taraftan da muhalefet de elinden gelen saha çalışmalarını yaparak aksayan çalışmaları ilgili bakanlıklara bildirilmeli ve takipçisi olmalıdırlar. Hiçbir eksikliğe meydan vermeden depremzedelerin yaralarını sarmış olacak o dehşetli günü az da olsa unutturulmaya çalışılacaktır.
Artçılar hala devam ediyor, demem odur ki bu olağanüstü durumun üstesinden tek yürek olmakla mümkün olacaktır. Siyasetçiler siyasi kaygılarını bir tarafa bırakarak bu asrın depremin getirmiş olduğu felaketi hafifletmek amacıyla tek yürek olmalıdırlar. Ancak bu şekilde bu felaketin meydana getirmiş olduğu can, mal kaybı ve ruh sağlığı üzerinde meydana gelen olumsuz durumu az olsa da hafifletilebilir ve yaralar sarılabilir.
Bu asrın felaketi bir savaştan daha ağır can ve mal kaybına sebebiyet verdi. Bence seçim en azında üç ay ertelenmelidir çünkü o zamana kadar yaralar sarılmış olur. Şehirler, belediyeler tarafından temizlenmiş olur, alt yapının onarımı yapılmış olacak, bir yıl içinde TOKİ tarafından tamamlanacak olan evlerin temeli atılmış olacaktır. Kısacası işler rayına oturmuş olacak, eğer seçime gidilirse, bir ay sonra işlerin çoğu eskisi gibi yürümez, yaralar sarılmaz depremzedelerin acılarını unuturlar. Seçim derdine düşerek insanlara gerekli olan hizmeti yapamazlar.
Belediyeler yeteri bir şekilde depremzedelerle ilgilenmeyerek seçim derdine düşerler, kısacası öncellikler değişecek öncelik depremzedelerin yaralarına sarma yerine artık siyasetin o sıkıcı iktidar yarışına girecekler, birbirine karşı düşmanca konuşma ve tavırlar havada uçuşacak. O zaman bende derim ki siyasetçiler, hizmetten ziyade iktidarın nimetlerine kavuşma mücadelesi vermektedirler. İktidar olunca da iki üç ayda öylesine geçer. Depremzedelerde sefalet içinde, can ve mal kaybı ve korku psikolojisi üzerine rahatsızlıkların oluşmasına sebebiyet verecektir. Üzerinde deprem korkusunu atamadığı gibi acıları ve salgın hastalıkların meydana gelmesine sebebiyette verecek, bu da depremden sonra Allah’ın ikinci bir cezası olacaktır.
FACEBOOK YORUMLAR