Topluma hukuk kültürünü nasıl kazandıracağız

16 Aralık 2022 - 22:29

Toplum olarak, birey olarak, biz hukuku içimize sindiremedik. Hukuk kuralları ya toplumun inancına, kültürüne, tarihine ters ya da baştan aşağıya hukuksuzluğa alışmış bir toplum olmuşuz. Bu alışkanlığı nasıl ortadan kaldıracağız. İnsanlarımıza hukuk kültürünü nasıl kazandıracağız? Bence bunu düşünmeliyiz. Hukuk kuralları otomatikman çalışmalıdır.

Türkiye’de hukuk ya medyanın ya da siyasi grupların baskısıyla çalışmaktadır. Hukuk böyle olmamalı çünkü sıradan bir vatandaş bu güçleri kullanamaz,  bu güçleri kullanmazsa o zaman hukuk nasıl işleyecek işte orası meçhuldür. Bugün eskisi gibi dini cemaatlere rağbet yoktur. Neden? Devletin okullarında din dersleri, camilerde Kur’an ve Hz. Muhammed’in hadisleri imamlar tarafından kısa bir zaman ayırsalar da insanlarımıza dini ve manevi ihtiyaçlarını az olsa da karşılamaktadırlar. Allah ile kul arasındaki irtibata engel koymamaktadırlar hatta teşvik etmektedirler.

Geçmiş dönemlerde Allah ile kul arasına engeller konularak merdiven altı cemaatlerin oluşmasına neden olmuşlardı. İşte bu yapıdan iyiler de kötüler de çıkar. Bugün bu yapılar, siyasiler için bir oy deposu haline gelmiş, hukuka uyuyan bir toplumda olmadığımız için yanlış üzerine yanlış yapmaktayız. Bugün hukukun önünde sıradan bir vatandaşla bir guruba bağlı olan bir kişi devlet nezdinde ve hukuk önünde eşit muamele görüyor mu? Görmüyor. Görse sorun yoktur. Aslında hukuksuzluk nereden kaynaklanıyor? Bu sorunun cevabını okuyucularımın yorumuna bırakıyorum. 
           
6 yaşında evlendirilen kıza gelelim. Evlendirildiği tarihte bunu bilen babası annesi, akrabaları ve sesiz kalan cemaat mensupları İslami açıdan birer dilsiz şeytan gibidirler. Bu olay hem tecavüzdür hem de tüm insanlığa yapılan bir zulümdür. Bana kalırsa şu anda vicdanım onun evlenmesine sebep olanlara en ağır ceza verilmeli ki hem insanlık vicdanını rahatlayacağı gibi ve diğerlerine de ibret olacaktır. Ancak bakıyorum ki bu insanlık dışı olaydan da kendi siyasi rant devşirmeye çalışanlar da var. Bu da toplum olarak bizi üzmektedir.  Bugüne kadar bu neden ortaya çıkmamış da bugünlerde ortaya çıktı. Toplumun vicdanın hassas olduğu bu konularda hak yerine bulması için tüm araştırmalar yapılmalı varılan bulgu ve belgelere göre davalar görülmelidir. Ancak bunda bir siyasi rant peşinde olanlarında bu dünya da ve öbür dünya da akıbeti hayır olmaz, bunu da söylemeden geçmeyelim. Böyle bir olayla da bütün cemaatleri töhmet altına bırakamazsınız.

Bıraktığınız zaman siz art niyetlisiniz, eğer böyle olursa bütün siyasi partilerin kapatılması gerekir diye düşünüyorum. Çünkü her türlü pislikler partiler içinde de mevcuttur. Hiç kimse bunun aksini iddia edemez ama bir partinin içinde birinin yaptığı bir namussuzluğu bütün partiyi suçlayamazsınız. İşin gerçeği de budur.    
Diyanet İşleri Başkanına İslami konuda bağımsız hale getirmek lazımdır. Kur’an ve hadis ışığında insanlara İslamiyet’i anlatmalı, dini kullanmak isteyenlere alan daraltılmalıdır. Devlet olarak hukukun üstünlüğü işlenmedikçe buna benzer diğer işler eksik olmayacaktır. Hukukun üstünlüğü olmayınca adam kayırma, referanslar, rüşvetler, emanet ehline verilemez.

Müslüman olan bir toplumda; hazırlanan hukuku temeli de bu toplumun inancına, kültürüne Kur ’anın evrensel değerlerine ters olmamalıdır. Olduğu zaman yanlışların ve sapıklıkların önüne geçemezsiniz. Çünkü yüce Allah’ın tüm buyruklarından da insanların zulüm, kıskançlıklarından, şımarıklarından ve benciliklerinden uzak mutlu bir hayatın sırlarını önermektedir. Buna sarılanlar her iki dünyada da mutlu olacağını sırtını dönenlerinde rezil olacağını emir buyurmaktadır. Seçimi insanlara bırakmıştır. Çünkü yaratılan varlıklarından insanı üstün kılan özelliği akıl olmaktadır.
                          

Bu yazı 586 defa okunmuştur.

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum