TÜRKİYE’NİN SİYASİ AHLAKI VE ANLAYIŞI DEĞİŞMELİ

04 Ağustos 2020 - 13:21

Türkiye’deki siyaseti her şeyden önce halkın refahı ve ülkenin bağımsızlığını ve gelişmesini merkeze alan bir siyasi anlayışın hâkim olması gerekmektedir. Günümüzde İnsan merkezli bir siyaset anlayışını geliştirmek zorundayız.


Siyaset yapan ister iktidar olsun, isterse muhalefet olsun her kesime de halkın yüklediği sorumlulukları vardır. Her kesim sorumluklarını yerine getirmekle yükümlüdür.


Memlekette siyaset görevi yaparken; siyasi anlayışı ve ahlakı bozmadan halka hizmette sınır tanımayan siyaset ve siyasetçi kazanır. Halka hizmette yarışırken de siyaset anlayışına ve siyaset ahlakına ters düşmemeli, çünkü kirli suyla temizlik yapılamayacağı gibi rotası ahlak kurallarına uymayan siyaset ve siyasetçiyle de bir yere varılamayız. Böyle bir siyasi anlayış Türkiye’ye kötülükten başka bir şey kazandıramaz. Muhalefet kolaylıkla iktidara gidebilir, iktidarsa ona nazaran daha güvenli değildir. Çünkü hem yükü ve hem de üstlenmiş olduğu sorumluluk ağırdır. Muhalefet yukarıda anlattığım gibi siyasi etik ve siyasi anlayışın gereğini yaparsa, halka hizmeti kendine gaye edinirse, mahalli idarelerde göstereceği performans onları iktidara taşıyacaktır. İktidara varmak için siyasi anlayışı ve siyasi ahlakı bırakarak, kendilerini iktidara taşıyacak her eylemi mubah görmek, siyasi ahlaksızlık olur. Bu yöntemle iktidara koşan siyaset ve siyasetçiden millete fayda gelmez, gelse gelse timsah gibi ağzını açmış Türkiye’nin; tuzağa düşmesini dört gözle bekleyen, emperyalist güçlere ve Türkiye’nin düşmanlarına yarar.  


03.06.2020 tarihli Ahmet Hakan tarafından yönetilen “tarafsız bölgeyi “seyrettim. İzlediğime pişman oldum. Bizde bir atasözü var. “Yiğidi öldür hakkını yeme” Bunun anlamı birisine karşı kin beslendiği zaman onun her şeyini kötü görmeye gerek yoktur. Yahut senin taraftarın olmazsa da yaptığı iyi ve güzel şeyleri takdir et, kötü davranışlarını da söyle böylelikle insanlığını ortaya koyarsın kişilik kazanmış olursun. Onu da yanlış yapmaktan vazgeçirmiş olursunuz. Böylelikle Türkiye kazanmış olacaktır.


İktidara muhalif olan iki konuşmacıyı izledim. İktidarın yaptığı bu işler halk ve memleket için güzel, şunlarda halk ve memleket için kötüdür. Deseydi. İnsani bir kişiliğe sahip olduğunu kanıtlamış olacaktı. Sanki birileri tarafından tehdit etmişçesine,” iktidarın kötülüklerini sayacaksın, iyiliğini de görmeyeceksin” şekilde bir talimat doğrultusunda hareket ettiğini görüntüsünü veriyordu. Böyle bir kişiliğe tahammül edemeyerek TV kapattım. İşte Türkiye’de bu anlayış ortadan kalkmadıkça ülkenin gelişmesi ve medenileşmesi çok zor ve çetrefilli olur. Böyle bir anlayışla bir arpa boyu ilerlemeyeceğimiz gibi bunun ne ülkemize ve ne de insanlarımıza faydası olacaktır. Bu siyaset anlayışına ve siyasi ahlaka da terstir. Bu ülkede yaşayan halk; siyasilere demiyor ki           “biri diğerinin kuyusunu kazın, kim kuyuya düşerse diğeri iktidarı eline geçirsin”. Ancak bu Türkiye siyasetinin gerçeğidir. Gerçekler acı olsa da söylemek zorundayız. Bu da halk olarak bizleri çok üzmekte ve ümitsizliğe düşürmektedir.


Halk artık bu siyasi anlayışa ve ahlaka prim vermiyor ve vermeyecektir. Çünkü eski Türkiye’de ağır bedeller ödeyerek yaşadı. Halka tekrar bunları yaşatmaya çalışanlar halkın dostu değil, ancak düşmanı olabilir. Böyle bir anlayıştan vazgeçmeyen siyasette, sitti sene geçse iktidara gelemez. Artık halka rağmen bu memlekette siyaset yapılamayacaktır. Herkes bunu iyi bellesin.  


                                                                  

Bu yazı 1131 defa okunmuştur.

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum