Cemil Yeşildağ

Cemil Yeşildağ

[email protected]

Koltuk, Bende, Kalem ve Kapılar

03 Temmuz 2011 - 21:00

Değerlerin katledildiği, hesap sormanın pörsüdüğü kuru ve kavruk zamanlara erişir olduk.

Hesap vermeyi onursuzluk, değer yitimini onur sayan büyükler (!) ve ağır koltuklar.

 Koltuklar ki kuş tüyünden yumuşak, oturuldu mu kalkılması bilinmeyen şatafatın gücün, israfın ve kayırmanın adresi.

Hırsızlığın, vurdumduymazlığın ve haramın yumuşak karnı koltuklar.

Ve kitabın/vahyin kavlinin rafa kaldırıldığı makamlar.

Mülk, amir, mülkiamir koltukları.

Hakkın ve Halık’ın terazisinin uğramadığı kapıların ardındaki yumuşak ve kirli koltuklar.

Haksızlık, kin, zulüm, alınteri ve kanla silinip parlatılmış ve altın tepsi ile sunulmuş koltuklar ve makamlar. Mülk, amir ve mülkiamir koltukları.

İktidarın konduğu ve sözün değiştiği koltuklar.

Musa’nın(a.s), İsa’nın(a.s) ve Muhammed’in (s.a.s) elinin tersi ile ittiği kanla, emekle, alın teri ile temizlenmiş yumuşak deriden koltuklar.

Ve kapılarda koltukları bekleyen çok sayıda “bendeler.”

Kapı önünde aslan kesilen “bendeler”.

O kapılarda değer kazanan ve kedileşmeden korkan “bendeler.”

Kapılara ve sahiplerine tutku ile bağlı kendinden geçmiş aşık “bendeler”.

Ve koltuklara hizmetkar kalemler. 

Kalemler ki mürekkep yerine yağdan, süslü yaldızlı ve siyah yazılar devşiren.

Bir tek defa haksızlık karşıtı olamayan, hakkı yazamayan, hakkı haykırmayan doya doya mürekkep tüketemeyen kalemler.

İktidarın, mülkün, amirin ve mülkiamirin kalemleri.

Bir de değme kalemlerin bendelik yaptığı şehvet ve güç düşkünü koltuklar…


Koltuk,  Bende, Kalem ve Kapılar…

Bu yazı 1067 defa okunmuştur.

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum