Muazzam belediyecilik 2

Şehrimizin her gün itina ile toplanan çöplerini bilin bakalım hangi ülkeler satın almak için açtığımız ihalelere girdi. İsmini duyarsanız şaşarsınız. İskandinav ülkelerinden Norveç, Uzak Doğu’dan Singapur, Hint Kıtasından Burma, Ortadoğu’dan Suudi Arabistan, Avrupa Kıtası’ndan Bulgaristan ve Sırbistan itina ile toplanan çöplerimizin ihalesine katıldı. Ben ihale sonucundan bahsedeyim.

İhaleyi Bulgaristan’a verdik. Pardon verdik dedim değil mi? Verdik dediysek öyle kayırma falan değil canım belediyemiz Bulgaristan’a ekonomik katkı olsun diye hibe etti. Çöp filosuna ülke sınırına kadar eşlik ederek Bulgaristan’a teslim edildi. Belediyemiz çöpleri yakıp hava ve çevre kirliliğine sebep olmaz. Bu çağda çöpleri yakmak da ne demekmiş canım… Fakir kalmış Norveç ve Bulgaristan gibi ülkelere hibe etmek hümanist bir davranış olur.

Çok yaşa hümanist belediyecilik.
Çok yaşa muazzam belediyeciliğimiz.
Tabi ki yine alkışı hak ediyoruz.
Alkışlamazsanız biz de alkış efekti kullanırız.

Muazzam belediyeciliğimiz sokak hayvanları için modern (beş yıldız, on numara) barınma evleri yaptı. Şehrimizin sokaklarında sürü halinde dolaşan, başıboş, çocuk ve yetişkinlere saldıran bir tek sokak hayvanı göremezsiniz. Hele Belediyenin sınırları içinde bir tek kuduz vakasına rastlayamazsınız. (Kuduz vakası ile ölüm ve karantinaya alınmış mahalle haberleri tamamen yalan ve çekememezlik)

Bilen bilir. Hollanda, sokaklarında kedi ve köpeklere rastlanmayan bir ülke olarak ün salmıştır. Geçen hafta şehrimize Hollanda’dan bir heyet geldi. Heyet kısa adı LICG olan “ Landelijk İnformatie Centrum Gezelschapshieren” ismi ile bilinen dünyaca ünlü sivil toplum kuruluşu olarak tanınır. Geliş sebeplerini tahmin edersiniz. Hollanda sokaklarında hiç hayvan olmayan ülke olarak birinci sırada iken belediyemizin yaptığı çalışmalar sonucunda ikinci sıraya düşmüşler. Merak etmişler sokak hayvanları sorununu nasıl çözüp onları iki numaraya düşürmüşüz.

Yine kıskançlık krizine giren girene. Elin gavuru yine geldi bizden bir şeyler öğrenmeye…
Belediyemiz son zamanlarda muazzam bir çalışma yaptı. Şehrin dört tarafında yaklaşık 10 km’ye varan bir imar çalışması yaptı. Bu sayede arsa bedellerindeki aşırı artışın önüne geçti. İmara açılan tüm bölgelerin kanalizasyon, su, elektrik, cadde, kaldırım ve internet altyapısını bir kalemde çözdü. Hem de belediyemiz İmar açılımını katakulliye getirmedi. İmar açılımını (yolsuzluğa yol açacak herhangi bir art niyet taşımadan) oldukça şeffaf bir şekilde gerçekleştirdi. Bu hizmetten ahalimiz de memnun kaldı. Kimsecikler mahkemelik falan da olmadı.

İskân izni alıp cadde, sokak ve kaldırımları yapılmamış bir vatandaş varsa parmak kaldırsın diyor muazzam belediyeciliğimiz!
Yoksa alkış nöbetine geçebilir.
Alkış yoksa biz de alkış efektini kullanırız.
Cadde ve kafeleri le dünyada bir numara sayılan Avusturya’nın Viyana şehrinden de geçen ay bir heyet geldi. Tarih kokan koruma altına alınmış konaklarımızı görmek, sokak ve caddelerimizin muazzam temizliğini yerinde inceleyip fotoğraflamak için geldiklerini ifade etmişler.

Neymiş, şehrimizi model olarak kullanacaklarmış.
Alın, alın siz de bizden kopya alın.

Belediyemizin hizmetlerinden sizde nasiplenin.
Bu ara en renkli heyet ise yerel giysileri ile modern şehrimize gelen Filipinler heyeti oldu. Filipinlerin Linpacan Adası’ndan gelen heyet ellerinde Dünya Sağlık Örgütü’nün tescillediği en berrak, en sağlıklı su belgesini taşıyordu. Parmaklarının kanadığını gören belediye yetkililerimiz bu kanamanın nedenini sorunca verdileri cevap çok kısa ve netti. “Sizleri Kıskandık. Şehrinizin tüm musluklarından 24 saat kesintisiz su akmakta ve dünyanın en temiz suyunu şehrinize nasıl dağıttığınızı öğrenmek için geldik” dediler. Muazzam belediyemiz şehrin suyunu Fırat Nehri’nde birkaç haftada getirmişti. Hem de bu suyu belediyemiz cadde ve sokakları kirletmeden ve yıpratmadan getirmişti.

Başarı, takdir, tevazu ve destansı methiyeleri hak etmedi mi dersiniz muazzam belediyeciliğimiz?
Yaşasın Muhteşem belediyeciliğimiz.
Yaşasın Hünkârım.
Yaşasın Devleti Aliye.