Günah Sevicilik

Toplumsal ahlakın mı bireysel ahlakı belirlediği, yoksa bireysel ahlakın mı toplumsal ahlakı belirlediği sorunsalı biraz teoloji biraz felsefe bilenler bu paradoksu çözüme kavuşturur. Bizimi için asıl mesele ülkede haliyle toplumda yaygınlaşan ve tabiri bana ait ‘’Günah Sevicilik’’ kavramı.
‘’Günahım kadar sevmem, Günahıma değişmem, Günahı boynuma’’ malum bu deyimleri bilirsiniz.  Öncelikle yazımızın başlığında geçen günah kavramına bir bakalım.
Farsça bir kelime olan ve sözlükte “suç” anlamına gelen günah, teolojinin alanına giren bir kavramdır. Günah, bir emrin yerine getirilmemesi veya yasakların çiğnenmesiyle ortaya çıkan ve dinî, ahlâkî ve vicdanî açıdan sorumluluk gerektiren bir olgudur. Beşerî kanun ve kuralların çiğnenmesi suç olarak adlandırılırken dinî alandaki hata ve aşırılıklar günah olarak nitelendirilmektedir.
Günahı “iradenin doğru kabul edilen ideale göre hareket etmemesi” şeklinde değerlendirmek mümkündür. 
Günah seviciliğe gelince; Bir kişinin iradenin doğru kabul edilen ideale göre hareket etmemesi ve yanlış olan ahlaki veya davranışı ile övünmesi hatta bu özeliği ile bilinmek için sık sık bu özeliğini dile getirmesidir. Yani Kuran’ın tabiri ile ‘’Günah Sevicilik’’günahı kendisini kuşatmış kişi halini aşıp bu suç ve günah unsuru ile yetenekli, nitelikli bir kişilik olarak topluma satması olayına denir. 
Çoğu kimse tarafından günah sevicilik olarak kabul edilmeyen ayyuka çıkmış günah sevicilik örnekleri ile dolu. 
Oynadığı kumardan kazandığı parayı ballandıra ballandıra anlatıp başkalarını da buna teşvik eden…
İçtiği içkinin tadı üzerinde makaleler dizen ve durumu bağımlılık olarak kabul etmeyenleri mi desen…
Yaptığı yolsuzluğun kılıfını taktiksel kazanım olarak değerlendirenler…
Gerek kamunun gerekse de bireysel fertlerin mallarını çalmayı güç ‘’yetirme veya işini bilme’’ olarak laf ebeliği ile anlatanlar…
Hak etmediği halde torpille işe yerleşip başkalarının da bu yolla işe girmeleri için çaba sarf edenler…
Vergi kaçırmanın yollarını başkalarına öğretenler…
Yaptığı zinayı ‘’çıkma’’ , ‘kaçamak ‘’ kelimeleri ile ifade eden kadın ve erkekler mi desen…
İşe gitmeyip bankamatik memuru/işçisi olun ve bu durumunu bir maharet olarak anlatanlar…
Hadsiz israfı (savurganlığı) ‘’malımı yiyiyorum’’ kelimeleri ile süsleyenler…
Gözünüzün içine baka baka yalan söyleyen ve yalan söylediği bilinmesine rağmen yalan söylemeye devam eden ticaret erbapları…
Verdiği hiçbir sözü tutmayıp ‘nasılda onları kandırdım’ diyen siyasiler, bürokratlar ve halk ahalisi…
Günah sevicilik örneklerini düşündüğümüzde listeyi uzattıkça uzatabiliriz. 
Bir ahlaki yozlaşma örneği olarak günah seviciliğin nedenlerine bakıldığında oldukça uzun bir liste karşımıza çıkar. Ayrı bir yazı konusu olduğu için şimdilik bu başlığa girmeyeceğim. 
Günah seviciliğin Kuran’i karşılığı Bakara Süresi 81. ayeti kerimesinde çok keskin hatlarla çizilmiştir. 
Bakara Süresi 81. Ayet: ‘’Hayır! İş onların sandığı gibi değil. (Hangi ırka, hangi dine ve hangi kültüre mensup olursa olsun) her kim bir kötülük işler de kötülüğü kendisini çepeçevre kuşatırsa (kötülüğü yaşam biçimine dönüştürürse); işte onlar cehennem halkıdırlar. Onlar, orada ebedi kalacaklardır. ‘’
Her kim bir kötülük, günah işler ve yaptığı kötülük, günah kendisini her tarafından kuşatırsa; kalbini, dilini ve diğer azalarını tamamen kaplarsa, o kötülüğü alışkanlık haline getirir ve normal karşılamaya başlarsa; işte bunlar ateş ashabıdırlar, onlar o ateşte süresiz kalıcıdırlar.
Günah Sevicilik; aslında nefsini ilah edinenlerin girdiği durumu ifade eden kavramsallaşmış bir insan prototipini ifade eder.
Furkan Süresi 43. Ayet. ‘Nefsinin arzusunu tanrı edineni gördün mü? Sen ona koruyucu olabilir misin’?
Asıl sıkıntı günah sevicilik kişi ile sınırlı kalmayıp toplumdaki tüm fertlere sirayet eden ve zamanla tüm toplum tarafından kanıksanan bir ahlaki zaafa dönüşmektedir.
Bireyleri ve toplumu yozlaşmaya karşı koruyan asıl kalkan, insan fıtratı üzerinde ahlaka, erdeme, beşer olmaktan Adem olmaya çağıran kadim söze Kuran’a dönüşle olur.
Günaha hele de Günah Seviciliğe karşı hem bireyi hem de tolumu koruyan ve yozlaşmaya karşı en iyi ilaç Kuran’i ahlakla ahlaklanmaktan geçer.
Günah seviciliğe karşı kendimizi ve ailemizi korum bilinci ile hareket etmeyi yaygınlaştırma temennisi ile.
Daha iyi bir birey ve temiz bir toplum her daim mümkündür.