Akıl nimeti

İnsan, Allah tarafından yaratılmış en mükemmel varlıktır. Bu mükemmelliğin en belirgin göstergesi ise insana bahşedilen fiziksel ve manevi organlardır. Bu organların en değerlilerinden biri de hiç şüphesiz akıldır. Akıl, yalnızca bireysel değil, toplumsal sorumlulukların da merkezinde yer alır. Dolayısıyla insan, sahip olduğu her nimetin hem bireysel hem de toplumsal boyutta hesabını verecektir.
               
Bugünün ileri teknolojileri bir araya getirilse, insan beyninin sahip olduğu eşsiz işleyişin bir benzeri yapılamaz. Bilim insanları ve dünya kaynakları seferber edilse bile, bir insan beyninin fonksiyonlarını birebir taklit eden bir sistem kurmak mümkün değildir. Bu durum, bize aklın ve beynin ne denli büyük bir nimet olduğunu bir kez daha göstermektedir.

               
Allah, aklı tüm insanlara büyük bir lütuf olarak vermiştir. Ancak bu lütfu nasıl kullandığımız, bizim hem bu dünyadaki hem de ahiretteki konumumuzu belirler. Aklını yerinde kullanan bir kişi, dünyada başarılı, dengeli ve saygın bir hayat sürerken, ahirette de Allah’ın rızasına nail olur. Aklı gereksiz, değersiz ve faydasız işlerle meşgul etmek, hem bu nimeti israf etmek hem de emanetin hakkını vermemek anlamına gelir.

               
Aklı korumanın temel yollarından biri, onu zayıflatacak duygu ve alışkanlıklardan uzak durmaktır. Özellikle kin, haset, öfke ve bağımlılık yapan maddeler aklın sağlıklı işleyişini engeller. Bu tür zararlı unsurlardan uzak durmak, hem iradeyi güçlendirir hem de aklın daha sağlıklı kullanılmasını sağlar. Akıl ve irade, birbirini tamamlayan iki önemli güçtür. Aklı olmayanın iradesi olmaz; iradesi olmayan kişi ise aklını sağlıklı kullanamaz. Bu nedenle birey, her iki özelliğini de bilinçli bir şekilde geliştirmelidir.
                   
İnsana emanet edilen akıl, doğru kullanıldığında hem bireyin hem de toplumun huzuruna katkı sağlar. Bu emaneti korumak ve verimli kullanmak ise her bireyin temel sorumluluğudur. Aklımızı faydalı bilgiye yöneltmek, boş ve anlamsız uğraşlardan uzak durmak, irademizi geliştirmek ve zararlı alışkanlıklardan kaçınmak; hem dünya hem de ahiret saadeti için kaçınılmaz bir gerekliliktir. Unutulmamalıdır ki, sahip olduğumuz her nimet gibi aklın da hesabı sorulacaktır.