Dünya, artık göz göre göre işlenen bir vahşete tanıklık ediyor. İsrail devleti, yıllardır Filistin topraklarında sistematik olarak sürdürdüğü işgaller, katliamlar ve insanlık dışı uygulamalarla, modern çağın en acımasız saldırılarına imza atıyor. Bu devletin eylemleri ne insan haklarına ne uluslararası hukuka ne de vicdana sığıyor. Karşımızda sınır tanımayan bir terör politikası var ve dünya, büyük ölçüde sessiz.
Bugün Filistin’de çocuklar bombalar altında can veriyor, kadınlar korku içinde yaşıyor, yaşlılar evlerinden sürülüyor. Evler yıkılıyor, hastaneler vuruluyor, insanlar çaresizce hayatta kalmaya çalışıyor. Bu tablo sadece bir ülkenin işgali değil; insanlığın, merhametin ve adaletin çöküşüdür.
Bu noktada en büyük sorumluluk, İslam dünyasına düşmektedir. Artık ayrılıkları, mezhepsel farklılıkları, siyasi çıkarları bir kenara bırakma zamanı gelmiştir. Müslüman ülkeler, aynı kıbleye yöneliyor, aynı kitaba inanıyor ve aynı Peygambere tabi oluyor. O halde neden aynı zulme karşı birlikte durulamıyor?
Gerçek şu ki: İsrail yalnız değildir. Onu besleyen, destekleyen, kollayan küresel güçler vardır. Bu güçler için petrol, para ve siyasi çıkar; insan hayatından, çocukların gözyaşından ve bir halkın özgürlüğünden daha değerlidir. Kapitalist düzenin tanrısı menfaattir, vicdanı yoktur.
Ama biz Müslümanlar için durum böyle olmamalı. Çünkü bizim inancımız bize adaleti, merhameti ve direnişi emreder. Cihat, zulme karşı durmanın adıdır. Sadece silahla değil; kalemle, fikirle, birlikle ve dik duruşla da yapılır.
Bugün İslam ülkeleri sadece sessiz değil, aynı zamanda dağınık. Oysa birliğimiz, gücümüzdür. Teferruatlar bizi böler; ama Tevhid bizi birleştirir. Bugün yapılması gereken şey açıktır: Müslümanlar bir araya gelmeli, tek yürek olup mazlumun yanında saf tutmalıdır. Çünkü zalim güçlü olduğu için değil, biz sustuğumuz için kazanıyor.
Filistin halkı yalnız değildir. Onların acısı, bizim acımızdır. Onların mücadelesi, bizim onurumuzdur. Eğer şimdi ses çıkarmazsak, bir gün o ateş bizim kapımıza da dayanacaktır. Çünkü adaletsizliğe karşı susan, eninde sonunda onun kurbanı olur.
Allah, zalimlere karşı duranlara yardım eder. Kalplerde ki korkuyu sadece Allah alır. Dualarımızla, eylemlerimizle, birliğimizle ayağa kalkma zamanı gelmiştir. Her Müslüman, bu zulmün karşısında durmalı; her insan, insanlığın onuru için sesini yükseltmelidir
> Teferruatı bir kenara bırakın, Tevhid sancağı altında birleşin. Çünkü birlik yoksa özgürlük de yoktur.
Mazlumun yanında durmak, sadece dini bir görev değil, insanlık onurunun gereğidir.


FACEBOOK YORUMLAR