Osman İzol

Osman İzol

asitiya_gel@hotmail

Neden Kürtçe konuşmuyoruz?

14 Mart 2011 - 22:00

Dilleriniz ve renkleriniz Allah’ın ayetlerindendir. (Rum 22)

İnsan dili binlerce yılın tecrübe ve birikimini taşıyan çok özel bir vasıtadır. Her dil farklı bir toplumun tecrübe, bilgi ve anlayışını biriktirmiştir. Çok derinlerde, henüz bilimin öğrenemediği kadar eski bir tarihte ortaya çıkan bir dil, daha doğarken belli bir coğrafyanın ve o coğrafyada yaşayan belli bir toplumun izlerini taşıyarak doğar. Bulunduğu coğrafyanın iklimi, tabiat şartları, bitki örtüsü, hayvan varlığı dilin muhtevasını belirler. 

Kürtçe Kürt halkının kullandığı bir dil olması hesabı ile Kürdistan coğrafyasında yaşayan bu halkın kendi duygu ve düşüncelerini paylaşmak ve anlaşmak için kullandığı bir vasıtadır. Bu sosyal gerçeği bizzat vahiyden öğreniyoruz. ( Rum 22)
Buna göre Kürtçe Kürt halkı için günlük hayatın vazgeçilmez bir parçasıdır. Çünkü bizler Türkçe bilmediğimiz tarihlerde Fransızca ya da İngilizce konuşuyor değildik.

Kürtler olarak İçerisinde bulunduğumuz bu durumun elbette birçok sebebi ve tarihsel arka planı vardır. Ancak hepsini burada zikretmek mümkün olmuyor. Bu nedenlerden bazılarına değinmek istiyorum.

Yazımızın giriş kısmında dillerin ne denli önemli olduğu vurgulanmıştık. Bir Kürt olarak bu hakikat karşısında kendi dilimizi konuşmanın bir anlamda doğal olana yani Sünnetullah’a uymak olduğunu düşünüyorum. Bunun aksine bir durum ise Sünnetullah’a aykırı olduğunu söylemek yanlış olmasa gerek. Çünkü Allah:”Dilleriniz ve renkleriniz Allah’ın ayetlerindendir.” Der. Yani burada Rabbimiz;  size verdiğim diller ve renkler bana aittir. Onlar üzerinden ne bir üstünlük taslayabilirsiniz ve nede başkasının rengi ve dili konusunda olumlu ya da olumsuz bir fikir yürütebilirsiniz demektedir.
  
Durum böyle olunca bize dayatılan bir dili konuşmak zorunda bırakılırken asıl dilimizi muhafaza etme sorumluluğu ile karşı karşıya olduğumuzu görürüz. Çünkü dilimiz Kürtçeyi yolda yürürken bulmadık ya da kendi aramızda icat etmedik. Bu dil Allah’ın bize bahşettiği ve aynı zamanda bir emanet olan gerçeğimizdir. Biz daha önce rabbimize bu dil ile yalvarıyor bu dil üzerinden diyalog kuruyorduk. Cumhuriyet öncesi medreselerimizdeki diyaloglarımızın tamamı Kürtçeydi. Bunun ispatı için arşivlere bakmaya bile gerek yok. Bize yakın ilk yaşlı kişiye uğrarsak yeterli olacaktır.
Hayatında okul yüzü görmemiş ihtiyar kadınlarımızın bir ölü arkasında yakmış oldukları ağıtlardaki cümleler ve edebi derinliği nasıl yakaladıkları her zaman dikkatlerimi üzerlerine çekmiştir.
 
Allah’ın bir ayeti olan dilimiz Kürtçeye sahip çıkmalıyız. Kürtçenin önündeki engeller kaldırılmalıdır söylemleri ile birlikte kişisel olarak Kürtçe okumalı ve yazmalıyız. Her türlü dayatıcıya karşı kendimizi savunmalı ve kendimize dönerek ilk başlangıç noktası olan halk içerisinde günlük hayat ile alakalı diyaloglarımızda tekrar Kürtçeye kullanmalıyız.

Buradan yola çıkarak kendimize şu soruları soralım. Bizler günde kaç kişiyle Kürtçe konuşuyoruz?  Ailemiz, eşlerimiz ve çocuklarımız ile kurduğumuz diyaloglarda hangi dil hâkim. Örneğin çocuğumuz Kürtçe biliyor mu? Ya da ne kadar biliyor? En son Kürtçe yazılmış ya da Kürtçeye çevrilmiş kaç kitap ve dergi okuduk?  Kürt olan eğitimcilerimiz kendi aralarında ne kadar Kürtçe konuşuyorlar? Ya da ne kadar önem veriyorlar? Eşlerimiz ile muhabbetimizde Kürtçe ne kadar konuşuluyor?  Eşya isimlerinin Kürtçe karşılığını biliyor muyuz? Özel olarak arkadaşlarımız ile Kürtçeyi ne sıklıkta konuşuyoruz?  Kürt arkadaşlarımızı Kürtçe konuşmaya teşvik ediyor muyuz?

Bu soruların çoğu (istisnalar kaide dâhilinde değil) cevapsız kalacaktır. Bunun sebebi bizim bu soruları kendimize sormayışımızdandır. Bizden öncekilerin ( birkaç sebebe dayandırılması mümkündür) bu gerçeği genel olarak dillendirmemeleri olarak açıklanabilir.  Ancak değişmeyen bir gerçek vardır. Oda günlük hayatımızda Kürtçeye yeterince yer verilmemesidir.
 
Günlük hayatta akrabalarımız, çevremiz ve aile içerisindeki diyaloglarda elimizden geldiğince Kürtçe konuşalım. İnanın bunun faydası çabucak hissedilecektir. Çünkü Kürtçe kendisiyle yoğrulduğumuz bir dildir. Duygu ve düşüncelerimizi onun ile ifade ettiğimizde bunun önemini anlamış olacağız…

Kendi diline sahip çıkmak Allahın ayetlerine sahip çıkmaktır. Selam ve esenlik ile.


Bu yazı 1821 defa okunmuştur.

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum