Kadir BÜYÜKKAYA

Kadir BÜYÜKKAYA

[email protected]

YAŞLI BİR BABA (ŞİİR)

04 Aralık 2015 - 20:04

YAŞLI  BİR BABA


 


Önce ortalık karardı aniden


Derken şimşekler çaktı


Doğudan batıdan


Sonra rüzgâr


Gök gürültüsü


Ve


Yağmur boşandı gökten


Ortalık sis-duman


Arındı koca orman canlılardan


Akşam gezintisine çıkan


Semt-mahalle sakinleri


Kayboldu ortalıktan


 


 


Kuşlar havalandı


Kondukları dallardan


Ağaç oyuklarına


Sığındı sincaplar


Avuçlarında kurtarabildikleri


Yabani palamutlarla


Yuvalarına kaçıştı


Benekli tavşanlar


Ürkek ve tedirgin adımlarla


 


 


Dört yanı


Ormanla çevrili


Bir sahada


Kala kala


Kolu kanadı kırık


Yaşlı bir baba kalmıştı


Bir başına


 


 


 


Suyuna-havasına


Diline-huyuna


Yabancı bir âlemde


Güz yağmuruna yakalanmıştı


İki büklüm bir baba


 


Fırtınadan kaçmak adına


Sıklaştırdı adımlarını


Bir sağa bir sola


Önce eve dönmek geldi aklına


Şiddetlenince yağmur fırtına


Sığınmak zorunda kaldı


O bildik kestane ağacının altına


 


Elinde bastonu


Dayadı sırtını


O asırlık ağacın bedenine


Mendiliyle sildi


Buğulanan  gözlüklerini


Ve


Bekledi elleri titrek


Düşleri tar u mar


 


Yağmur


Ve


Rüzgârla kavgaya tutuşan


Koca gövdeli ağaçtan


Zamana teslim


Sararmış yapraklar


Uçuşuyordu havada


Zamana kafa tutan dallar


Bir eski zaman türküsünü


Mırıldanıyordu yaşlı babaya


 


 


 


Islak giysilerinden


Bir ter kokusu


Bir sıcaklık yayılıyordu bedenine


Kendi teninde demlenen


Bu ter kokusu


Bu sıcaklık duygusu


Gençliğinden miras


Tek armağandı ona


Savrulduğu bu uzak diyarlarda


O bu mirasa dayanarak


Ulaşmıştı bu güne


 


Hırçınlaşan asi rüzgâr


Gökyüzünde kaynayan


Katran karası bulutlar


Yerlerde sürüklenen yapraklar


Ormanın tutturduğu


Islık senfonisi


Ve


Şiddetlenen yağmur


Kaf Dağı’nın ötesinde yitirdiği


Kayıp bir yaşamın rengini


Ve


Uzaklarda kalan


Sahipsiz bir memleketin


Unutulmaz hallerini


Hatırlatıyordu O’na


 


Hırçınlaşan rüzgar


Onun yaşamla olan


Çetin kavgası


Kaynayan bulutlar


Uzak diyarlarda


Geçirdiği dayanılmaz serüvenleri


Sürüklenen yapraklar


Eşten-dosttan uzak


Tükettiği bir ömrü


Kızgın rüzgârın tutturduğu


O hüzünlü senfoni


Onun her şeye olan


Kesin itirazını dillendiriyordu


 


Rüzgâr dinecek gibi değildi


Yağmur bütün haşmetiyle


İnmeye devam ediyordu gökten


Yerlere savrulan yapraklar


Sığınacak delik arıyordu ortalıkta


İnlerine çekilen


İri gözlü sincaplar


Yüreği ağzına gelmiş


Minnacık tavşanlar


Ve


Kuşlar


Fırtınanın dinmesini bekliyordu sabırsızca


 


Karanlık çökerken hırçın ormana


Fırtınaya yakalanan yaşlı baba


“Yolcuya yol gerek’’ diyerek


Koyuluyordu patika yola


Teninde çocukluktan kalma


O ter kokusu


Yüreğinde önüne geçemediği


O memleket özlemiyle


 


 


 


Kadir Büyükkaya / Nijmegen


[email protected]

Bu yazı 1587 defa okunmuştur.

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum