Abdurahman Deniz Uğurlu

Abdurahman Deniz Uğurlu

[email protected]

Urfa'daki intihar olayları neden kaynaklanıyor 3 ?

05 Haziran 2021 - 13:39

"Urfa'daki intihar olayları neden kaynaklanıyor" isimli yazı dizimin üçüncüsünü kaleme alırken maalesef Siverek'te "ailevi problemeleri" olan bir gencimiz daha intihar etti.

Konuyla ilgili yazılarımda özetle şunu anlatmaya çalışmıştım.

Hangi sebeple olursa olsun insanın "intihar etmek" gibi bir seçenek ve tercihinin olamayacağını, Allah'ın insana bu hakkı tanımadığını vurgulamıştım.

İntihar sebeplerinin başında inanç eksikliği, eğitimsizlik, ekonomik şartlar, ailevi problemler, psikolojik rahatsızlıklar, madde kullanımı gibi çeşitli sebepler geliyor.

İnanç eksikliği ve eğitim konusuna daha önceki yazılarımda kısaca değinmiştim. Bu yazımda da diğer sebeplere kısaca değinmeye çalışacağım.

"Ekonomik şartlar"

Özellikle salgın ile birlikte toplumun büyük kısmı "ekonomik" olarak büyük badireler yaşadı. İşyerini açamadığı için büyük çapta maddi kayıplara uğrayan, işyerlerini kapatan, işinden ayrılan, alacağını tahsil edemeyen, borcunu ödeyemeyen ve ailesinin nafakasını karşılayamacak duruma düşenler oldu.

İşsizlik ödeneği, kısa çalışma ödeneği, esnaf ve işverenler için sunulan destekler çok cılız ve yetersiz kaldı.

Rabbimiz, bize çok vererek imtihan edebileceği gibi az vererek ya da hiç vermeyerek de imtihan edebilir. Rabbimizin bir ismi de "Rezzak"tır. Belki de "Rezzak" isminin gölgesini ve tecellisini göstermek amacıyla bize bu sıkıntıları gönderiyor ki  O'nun "Rezzak" ismini tanıyalım ve bilelim. Rabbimiz her canlının rızkına kefildir. Bizlere isabet eden bu musibetlere sabır ettiğimiz zaman belki de bizlere daha hayırlı kapılar açacaktır.

Allah'ın bir ismi ise "Gani"dir. O zengindir hiçbir şeye ihtiyacı olmayandır. Bize eksik verdiği zaman onun mülkünde bir fazlalık olmayacağı gibi fazla verdiği takdirde de mülkünde bir eksilme olmayacaktır. Belkide asıl zenginin ve hiçbir şeye muhtaç olmayanın kendisi olduğunu bize göstermek istemiştir. Rabbimiz, bize bolca nimetler verebileceği gibi verdiklerini bir anda almasını da bilendir.

Belki de kısacık dünya hayatımızda ekonomik sıkıntılardan dolayı diğer insanlar gibi abartılı, şaşaalı ve lüks içinde yaşayamayabiliriz. Rızkımızı temin etmek için gayret göstermemiz, çabalamamız ve sebepler aradığımız takdirde kapalı kapılar inşallah tek tek açılacaktır. Sabrımızı bu konuda tüketmeyelim. Kanaatın en büyük zenginlik olduğuna inanalım.

"Ailevi problemler"

Maalesef yaşadığı ailevi problemlere dayanamayarak intihar edenleri duyuyoruz. Allah'ın insanlara lütfettiği en büyük dünyevi nimetlerden biri "aile"dir. Aile hayatında herkesin bir sorumluluğu vardır. Baba, evin geçimini sağlama, ailesini cehennem ateşinden koruma, çocuklarını islam terbiyesi ile büyütme, yaşları geldi mi onlar için salih ya da saliha eş seçiminde çocuklarına yardımcı olması gerekir. Anne ise çocuklarını yetiştirme, yuvasını kötülüklerden korumak, eşine meşru olan tüm konularda destek olmakla mükelleftir. Çocuklar ise anne ve babasına hayırlı bir evlat olmak, onlara güzel davranmak, onlara "öf" bile dememek zorundadır.

Maalesef bu sorumluluklar yerine getirilmediği için ailevi problemler çıkmaktadır. İnsanın en mutlu olduğu yuvası bir anda zindana dönüşebilmektedir.

Tabiki bunlar da bir imtihandır. Hazreti Lut'un karısı ile Hazreti İbrahim'in babası ile Hazreti Nuh'un ise oğlu ile imtihan edildiği unutulmamalıdır.

Dua silahına sarılarak ve sorumluluklarımızı hatırlayarak ailemizi muhafaza etmeliyiz.

"Psikolojik sorunlar"

Toplum olarak adeta yoğun bakım ünitesinde "entübe" olmuş bir hasta durumundayız. Yaşadığımız sorunlar, sıkıntılar, kaygılar ve stresler ruhumuzda derin yaralar açmıştır.  Bu yaraların iyileşmesi için yazılan reçeteler ise fayda vermemektedir. Uzmanlar tarafından yapılan açıklamalarda toplumun büyük kesminin "depresyonel" ilaçlar kullandığı açıklanmıştır.

İnsanların en küçük bir olumsuzluğa dahi tahammülü kalmamıştır. Sabırsız ve nasihatı kendisi için hakaret sayan bir nesil yetişmiştir.

İnsanın dünya hayatında en büyük gayesinin kabrin arkası için çalışmak olması gerekirken menzile yol alırken "dinlenme tesisi" hükmünde olan "dünya hayatı" insanı bu ulvi gayeden uzaklaştırmıştır.

İnsanlar bir vakit namazı kaçırdığı için üzülmezken yeni aldığı mobilyanın ayağının kırılmasına ya da arabasının çizilmesine üzülmektedir. Değer yargılarımız tamamen alt-üst olmuştur.

"Madde Kullanımı"

İntihar edenlerin hayatı incelendiği zaman bir çoğunun madde ya da alkol kullandığı görülecektir. Dünyevi sorunlardan kurtulmak isteyenler, kurtuluşu maddede ve alkolde aramaktadır. Sorunlardan kurtulmak için beyinlerini uyuşturanlar birkaç saat belki huzur bulacak (!) ama maddenin etkisinin bitmesiyle birlikte dünya başına yıkılmış gibi kendisini hissedecektir. Maddenin etkisiyle ya da madde bulamadıklarından dolayı kendilerine zarar vereceklerdir.

Çocuklarımıza çok dikkat edelim. Tüm arkadaşlarını tek tek tanıyalım. Eğitimlerini asla okula bırakmayalım ya da ertelemeyelim. Çocuklarımızla yakından ilgilenelim. Onlara değer verdiğimizi hissettirelim. Onların eğitiminde verilecek bir boşluğun madde bağımlıları tarafından doldurulacağını unutmayalım.

Yetkililer, Şanlıurfa'mızda artan bu intihar olayları ile ilgili bir çalışma başlatırlar inşallah...

Bu yazı 1455 defa okunmuştur.

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 1 Yorum