Cuma Özusan

Cuma Özusan

[email protected]

BU KADAR İNSANI NASIL YİYECEKSİNİZ!

07 Mayıs 2014 - 10:31

Hayat mücadele mi, yardımlaşma mı? Bu soruya farklı şekillerde cevap verilmiştir. Hayatın mücadele ve çatışmadan ibaret olduğunu söyleyenler kadar onun bir yardımlaşma ve dayanışma olduğunu söyleyenler de vardır. Her iki tezi doğrulayan sayısız örnek gösterilebilir. Yani olay sizin bakış açınıza göre farklı yorumlanabilir.

Tek taraflı ve parça bakış açıları eksik ve hatalı olacaktır. Konuyu biraz daha genişletirsek dünyada mantık kadar mantıksızlık, iyilik kadar da kötülük vardır. İnsanlar birbirinin kuyusunu kazmaya çalıştıkları kadar, birbirinin yardımına da koşmaktadırlar. İnsanların faziletleri kadar reziletleri de vardır. Bu konu dinlerin ve felsefelerin ana konularından biri olmuştur.

Organik ve inorganik, insansal ve hayvansal âlemlerde leh ve aleyhte pek çok delil bulunup sayılabilir. Nitekim İmmanuel Kant gibi her ikisinin (mücadelenin ve yardımlaşmanın) gerekliliğine inanıp esas amacın en üstün bir düzen ve dengeye kavuşmak olduğunu da söyleyebiliriz. Bu amaç içteki çatışmanın üzerine çıkar ve onu idare eder.

Bu tezlerden çıkaracağımız ahlaki sonuçlar da vardır. Hayatın çatışmadan ve mücadelen ibaret olduğunu söyleyenler başkalarını ezmek ve sömürmek için bunu kullanırlarsa ahlakın dışına taşmış olurlar. Hayatta var sayılan mücadeleyi kabul etsek bile bu bizim ahlak ve hukuk dışı davranışımızı meşrulaştırmaz. Sadece sonuçları sebep yapmış oluruz.

Bu tez paradoksal bir şekilde kendi kendini çürütür ve bir hak iddiasını ortadan kaldırır. O zaman başkasının size yaptığı bir haksızlığa karşı çıkma hakkını kaybedersiniz. Buna kuvvetle karşı çıkmak dışında hiçbir ahlaki itirazınız olamaz. Bu düşünceler nitekim Batı emperyalizminin ve sömürgeciliğinin meşruiyet dayaklarından olmuştur. Tabii yanlıştır.

Hayvanlar arasındaki mücadeleyi gösterip bunu insanlar arasında da cari ve kabul edilebilir saymak bir mantık hatasıdır. İnsanların birbirlerine yaptıkları haksızlıklar hayvanlar arasındaki doğal ihtiyaçların karşılanmasından doğan çatışmalar gibi değildir. Onlar yıkmak ve tahrip etmek için mücadele etmezler. Karınlarını doyurmaktan başka bir şey düşünmezler.

Sonra insan hayvanlara benzemekle ne üstünlük kazanabilir ki! Bu, aklı ve insani duyguları inkâr etmek demektir. Bu bakımdan modern insan ilkel insanlardan bile daha geridir. Onlar karnını doyurmak dışında bir şey için savaşmazlar. Birinci Dünya savaşından haberdar olan bir yerlinin Psikolog Jung’a söylediği şu söz ne kadar manidardır: bu kadar insanı nasıl yiyeceksiniz! 7 MAYIS 2014

Bu yazı 1335 defa okunmuştur.

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum