Cuma Özusan

Cuma Özusan

[email protected]

ÖĞRENCİLER HOCALARINI MUTLAKA GEÇMELİ

28 Ocak 2014 - 15:06

 


Kim her ne iş yapıyorsa ustasını, hocasını, üstadını geçmek niyetiyle hareket etsin. Bu basit gibi görünen kural bütün ilerleme ve gelişmelerin en temel kuralıdır. Zaten en büyük hakikatler en basit olanlardır. İlim, kültür, uygarlık, teknik, sanat, ticaret bütün işlerde ilerlemenin anahtarı budur. İnsanlar yalnız bu kuralı hayatlarında uygulasalar her şeyin kapısı onlara açılacak, bütün zorluklar aşılacaktır.


 


Eğer ustalarımızdan ve üstatlarımızdan öğrendiklerimizle yetinirsek ve “biz kim onlar kim, asla onlara yetişemeyiz” dersek başımıza gelecek her şeyden biz sorumluyuz ve zillet ve meskenete mahkûm olmaktan da kurtulamayız. Bizden öncekiler ne kadar büyük olurlarsa olsunlar onları mutlaka aşmaya ve geçmeye çalışmalıyız.


 


Onlar eğer bizim bu zihniyetimizde olsalardı yani kendilerinden öncekileri geçmeye çalışmasalardı büyük olamazlardı. Elbette onları takdir eder ve onlara saygı gösteririz, onların hakkını inkâr edemeyiz. Fakat hayat onların durduğu yerde durmuyor; ilerliyor, değişiyor, gelişiyor. Onların zamanında olmayan şeyler bugün vardır.


 


Onlar kendi zamanının ruhunu yakaladılar ve ona göre davrandılar. Bizim de içinde bulunduğumuz zamanın ruhunu yakalamamız lazım. Bu da eskiye körü körüne bağlılıkla asla olmaz. Onlara bir şey katmalıyız, onları geliştirmeliyiz. Bir miras yedi gibi onların servetine konup hazırdan yememeliyiz. “Hazıra dağlar dayanmaz” demiş atalar.


 


Bugün bütün dünyanın uyguladığı şey ARGE yani araştırma ve geliştirmedir. Araştırma ve geliştirme hakikatin asıl kaynağına yönelmekle olur. Yani etrafımızda cereyan edenlere gözlerimizi açıp onları anlamaya çalışacağız. Bilginin tek kaynağı budur. Gördüklerimizi anlayamazsak görmediklerimizi nasıl anlayabiliriz. Algı, duyum ve tecrübe bilginin tek kaynağıdır.


 


Bundan yoksun olarak hareket edersek bir hayal âleminde, düşüncelerin soyut dünyasında boş şeylerle oyalanmış oluruz. Yaptıklarımız maalesef fasafisodan ibaret kalır. İslam bilim ve kültürünü ilerletenler hocalarını geçerek onu meydana getirdiler.


 


Gazali İhya’yı yazdığında hocası El Cüveyni “sen bu eserinle beni geçtin” diyerek takdirini ve hayranlığını belirtti. Hilmi Ziya Ülken diyor ki: hocam çok kıymetli bir kitap yazmıştı ona “hocam bu konuda kimse artık sizi geçemez” dedim. Hocam bana kızdı ve: öyle deme Hilmi Ziya, siz beni geçmeli ve benden daha iyisini yazmalısınız” dedi.

Bu yazı 1168 defa okunmuştur.

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum