Hasan Baydilli

Hasan Baydilli

gelecek

Zürriyetsiz Bir Darbe Girişimi

29 Temmuz 2016 - 07:48

Ne yazık ki; ülkemizde ki yönetimler, Cumhuriyet’in kuruluşundan bu güne kadar yarı dönemi tek partili bir sistemle yürütülmüş, diğer yarı dönemi de muktedirler tarafından canları sıkıldıkça kan dökerek can almak suretiyle darbelerle yönetilmeye çalışılmıştır. Bu alçak darbenin ilki 27 Mayıs 1960’ta yapıldı. Devamı 12 Mart 1971, 12 Eylül 1980, 28 Şubat post modern darbe, 27 Nisan e muhtıra ve inşallah bu son olan zürriyetsiz 15 Temmuz 2016 kanlı darbe girişimi…

On yıllardır aynı teraneleri duyuyor ve yaşıyoruz. Ancak bu son darbe girişimi her ne kadar özünde diğerleri ile benzer olsa da temelde daha rezil ve ahlaksız bir girişim olarak tarihe geçmiştir.

Din maskesi gizemi ile hizmet ve himmet adı altında bu ülkenin saf ve temiz insanlarını kandıracaksınız, örgütleyeceksiniz, militan haline getirip, canavarlaştırarak, yine bu ülkenin insanlarını biri birine kırdırarak kardeş kavgası çıkaracaksınız. Ve bu ihanet belgesi tescillenince kucağına oturduğunuz küresel güç sahiplerine “Ben masumum,, edebiyatı ile yüzsüzlüğünüze yüz katacaksınız.

Artık takke düştü, kel göründü. Yüzlerce masum insanın ölümüne ve binlerce insanın yaralanmasına sebep olan, bir ülkenin en değerleri içerisinde bulunan Milletin Meclisini, Güvenlik Teşkilat Binalarını, Cumhur Başkanlığı Binasını ve Kamu Kuruluşlarını fütursuzca tarayıp bombalayan, halkın iradesi ile seçilen Cumhurun başına ve ailesinin canına kast eden, eli silahsız halka makineli tüfek, tank ve topla saldıran kim olursa olsun cezasını kat be kat çekmelidir. Burası ne Angola, ne Kenya ne de Patagonyadır. Artık her canı sıkıldığında darbe yapmaya kalkışan muktedirlere de unutulmaz bir ders verilmelidir!

Seçilmiş meşru hükümet, halkın iradesine yapılan bu pervasızlığın karşılığını fitil fitil burunlarından getirmeli, aksi takdirde sütü bozuk darbe girişiminde vefat eden ve yaralananların ve günlerdir gecesini gündüzüne katarak demokrasi nöbeti tutan yüz binlerce vatandaşın vebali ağır olur.

Darbe severler şunu unutmasınlar ki; bundan böyle Türkiye’de artık darbe “darbe” almıştır. Seçimle gelen artık darbe ile gitmeyecektir. Halkın tercihine herkes saygı gösterecektir.

Nazım Hikmet’in dediği gibi “Hiçbir korkuya benzemez halkını satanın korkusu,, halk görüldüğü gibi alaşağı eder darbeleri, tankları, tüfekleri. Ve yeri geldi mi demokrasi için bedel ödemeye hazır olan bu halk, tankların altına da yatar, üstüne de çıkar. Yani altıda bir üstüde bir bu dünyanın diyerek onurlu bir şekilde özgürlükleri için, gelecekleri için, demokrasi için kendilerini ölüme atan bu milletten muktedirler ders çıkarmalılar artık.

Demokrasiyle seçilmiş meşru hükümete ve halka yapılmış bu alçak darbe girişimi, milletin bedenleri ile örmüş olduğu duvara toslamış ve şer odaklarının kaos beklentileri boşa çıkmıştır. Milleti millet yapan onun iradesidir. Kararlı ve inançlı bir iradenin karşısına savaş uçakları da, tank ve tüfekte çıkarırsanız halkın gücünü ve inancını bastıramazsınız. 21.yüzyılda savaş uçaklarını ve tankları milletin üstüne sürerek darbemi yapılır?! Darbe dönemi kapanmıştır artık.

Siz hangi çağda yaşıyorsunuz. Ne alamut kalesi kaldı, ne Hasan Sabbah ne de haşhaşiler kaldı. Siz bunları yeniden hortlatacağınızı mı sandınız behey gafiller. Size acımıyorum, koskoca apoletli sahtekârlar! Lakin aileleriniz hangi yüzle nasıl dışarı çıkacak, kimin yüzüne bakabilecekler, çocuklarınız sizin utancınız ile nasıl yaşayacaklar, çok kötü miras bıraktınız geride kalanlarınıza, çok yazık…

Televizyondan izlerken sizi kandırarak bu hale getirenlere lanet getirdim ve hiç kimsenin sizin yerinizde olmasını istemezdim. Zarara kendi isteğinizle girdiğiniz için de size merhamet edilmez ve edilmemeli de…

Değer miydi? Ülkeyi kaosa sürüklemeye, Türkiye’nin güçlenmesinden rahatsız olan küresel güçlerin planladıkları gibi iç savaş çıkartarak, bir Kürt-Türk çatışması yaratıp, sonuçta ülkemizi Suriyelileştirmeye kadar götürüp emperyalist güçlerin hegemonyasına bırakmak. Ve nihayetinde Pensilvanyalı psikopatı Türkiye’nin başına getirerek kukla bir yönetim kurmak ve sonuçta yıkım, kan, gözyaşı, ölüm, sürgünler ve mülteci durumuna düşürmek! Var mı bunun başka izah tarzı, kısaca resim bu!

Küresel güçler tarih boyunca özellikle Ortadoğu üzerinde derin hesaplar yaparak kaos çıkartmak suretiyle darbe girişimlerini kışkırtarak, emellerine ulaşma peşindeler. Ve ne yazık ki; yer yer bu kirli emellerine ulaşmaktadırlar. Şimdilik bunun son halkası da Türkiye oldu.

Küresel ihanet şebekeleri yetiştirdikleri kuklaları ve yandaşlarını darbenin başarılı olması halinde devletin başına getirip yine kukla bir hükümetle projelerini hayata geçireceklerdi. İslam maskesi takarak bu kirli ve bozuk kalkışmanın içinde yer alanlar “Bir İnsanı haksız yere öldürmek, bütün insanları öldürmektir,, diyen Müslümanlığa da ihanet etmişlerdir.

Peki, bu darbe kimin için yapıldı? Kürtler için mi yapıldı? Türkler için mi yapıldı? Halk için mi yapıldı? Zam, zulüm, işkence vardı diye mi yapıldı? Hayat şartları çok mu kötüydü de yapıldı? Hayır, hiç biri için…

Hala anlamadınız mı? Peki, ben söyleyeyim âcizane görüşüm. Bu proje derin Amerika’nın 21. yüzyıl projesidir. Ve kırk yıllık bir çalışmanın sonucudur. Ortadoğu’da güçlü bir Türkiye başta Amerika ve Britanya olmak üzere tüm küresel güçleri rahatsız eder. Çünkü güçlü bir Türkiye’nin olduğu yerde kimse at koşturamaz ve emellerine ulaşamaz. Bu oyunlar küresel güçler tarafından demokrasisi oturmamış ülkeler üzerinde sürekli oynanmaktadır.

Bir dönem Öcalan üzerinden denenen oyunlar tutmayınca Öcalan’ı 1999’da Türkiye’ye teslim ettiler. İkinci perdede yerine aynı yıl fetöyü Amerika’ya getirdiler. Ve o günden sonra bet ve nursuz yüzlü bu zevatı Türkiye’nin başına bela etmek için elde tutmaya devam etmektedirler.

Ancak yaptıkları hain planlar başlarında patladı. Demokrasi adına utanç verici bu darbeyi planlayan ve uygulayanlar şimdi ne yapacaklar? Daha doğrusu bunları ne yapmak lazım? Sorunun cevabını da izninizle vereyim. Madem bu darbe girişimini halk direnişi ile püskürttü, bedel ödedi, can verdi, o halde halka sormak gerekir diye düşünüyorum. Millet ne derse o.

Ha, unuttum, ne kurmuşlardı darbeciler “ Yurtta Sulh Komisyonu ,, Ulan buna ‘’Yurtta Puşt Komisyonu,, deseydiniz ya…

Bu zürriyetsiz darbe girişimi başarılı olsaydı herkes kaybedecekti: insanlık, inanç, hukuk, özgürlük, demokrasi her değer kaybedilecekti. Ancak 15 Temmuz 2016 belki de “Vaka-i Hayriye’dir. İnanıyorum ki; bu darbe girişimine karşı direnenlerin mücadelesi Türkiye’de, Ortadoğu’da ve hatta tüm Dünya’da hukukun üstünlüğüne inanan, demokrasiyi üstün tutan milletin iradesini hiçe sayan gözü dönmüş darbecilere de bir ders olur. Asker kıyafetli apoletliler de ders çıkarırlar bundan.

Hiçbir şey bağımsız ve özgürlükten daha değerli olamaz şiarı ile; bir daha asla ülkemizde bu tür girişimlerin ve kalkışmaların olmaması dileği ve umuduyla Ahmet Arifin dizelerinde belirttiği gibi;

Yürü üstüne üstüne

Tükür yüzüne celladın

Fırsatçının, fesatçının, hayının…

HASAN BAYDİLLİ

Bu yazı 2966 defa okunmuştur.

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum