Psikolog Meram Sultan Kaltuk

Psikolog Meram Sultan Kaltuk

meramkaltuk01@gmail.com

Bağlanma Döneminin Çocuğa Etkileri (Güvenli  ve Güvensiz Bağlanma)

26 Ağustos 2024 - 10:58

Güvenli bağlanma doğumdan itibaren temel bakım veren birey ile bebek arasında 0-3 yaş arası süren ve etkisini yaşam boyu gösteren duygusal ve güvene dayalı bağdır. Çocuk, ebeveynlerinin veya bakıcılarının sürekli ve duyarlı yanıtlar verdiğini hissettiğinde, kendini güvende hisseder. Bu güven, çocuğun kendine olan güvenini artırır ve sağlıklı özsaygı geliştirmesine yardımcı olur. Çocuklar, güvenli bağlanma sayesinde empati, sosyal beceriler ve duygusal düzenleme konularında daha başarılı olurlar. Sosyal etkileşimlerde daha rahat ve açık olurlar.

Güvenli bağlanan çocuklar, stresli durumlarla başa çıkmada daha başarılıdırlar. Ebeveynlerinin destekleyici ve tutarlı yanıtları sayesinde rahatlama ve kendini güvende hissetme becerileri gelişir. Ebeveynlerin davranışlarının tutarlı olması, çocuğun ne bekleyeceğini bilmesini sağlar ve güvenli bir ortam oluşturur. Aynı zaman da ebeveynlerin tutarlı tepkileri, çocuğun düzenli ve öngörülebilir bir çevre hissetmesini sağlar. Örneğin, çocuk acıktığında ebeveyn her seferinde ona yemek sunar, ağladığında rahatlatıcı bir şekilde yanıt verir ya da çocuk bir başarı elde ettiğinde keyifli bir an geçirdiğinde onu kutlar ve takdir eder. Ebeveyni tarafından sergilenen bu tutum çocuğun süreci daha sağlıklı atlatmasına yardımcı olacaktır.

Çocuğun bu dönemi sağlıksız bir şekilde geçirmesine de güvensiz bağlanma denir. Güvensiz bağlanma, çocukların bakım verenleriyle ilişkilerinde yaşadıkları çeşitli sorunlardan kaynaklanabilir. Bu dönem, çocukların duygusal ve sosyal gelişimleri açısından kritik bir zamandır. Güvensiz bağlanmanın en büyük sebepleri genellikle bakım verenlerin tutumları, çocukların yaşam koşulları ve çevresel faktörlerdir. Örneğin çocuğun duygusal ihtiyaçlarına yeterince yanıt verilmemesi, çocuğun güvensiz bağlanma geliştirmesine yol açabilir. Ebeveynler, çocuğun üzüntü, korku veya kaygı gibi duygusal deneyimlerine duyarsız kalabilir. Bunun yanında çocuğun temel fiziksel ihtiyaçlarına, örneğin beslenme, uyku ve temizlik gibi, düzenli ve yeterli şekilde yanıt verilmemesi güvensiz bağlanma riskini arttıran etkenlerdendir.

Güvensiz bağlanma, çocukluk döneminde oluşan bir bağlanma stili olmasına rağmen uzun vadede bireyin yaşamında çeşitli sorunlara yol açabilir. Güvensiz bağlanma yaşayan çocuklar, ergenlik ve yetişkinlik dönemlerinde kendilerini değersiz hissedebilirler ve özsaygıları düşük olabilir. Kendine güven eksikliği, kişisel başarılara ve ilişkilerdeki başarısızlık hissine yol açabilir. Bu bireyler, başkalarıyla yakın ve sağlıklı ilişkiler kurmakta zorluk çekebilirler. Bazı bireyler, duygusal boşluklarını doldurmak için madde bağımlılığı, alışveriş bağımlılığı veya diğer zararlı davranışlar geliştirebilirler. Güvensiz bağlanma, problem çözme ve başa çıkma becerilerinin gelişmesini engelleyebilir. Bu bireyler, karşılaştıkları zorluklarla başa çıkmakta zorlanabilirler. Çocuk ileri yaşlarda kaygılı bağlanma dediğimiz sosyal ilişkilerde aşırı bağımlı olabilirler ve başkalarının sürekli olarak yakınında olmalarını isteyebilirler ya da  kaçınan bağlanma dediğimiz sosyal ilişkilerde daha mesafeli olabilirler, başkalarına güven duymakta zorlanabilirler.

Bu sürecin sağlıklı bir şekilde atlatılabilmesi için ebeveynlerin çocuklarının ihtiyaçlarına duyarlı ve tutarlı yanıtlar vermesi, güven duygusunu yeniden inşa etmesi gereklidir. Örneğin çocuğun açlık durumuna yanıt verilmesi, sağlık sorunlarına olan yaklaşımı çocuğun ebeveyni ile iletişimini desteklemektedir. Bu tutum duygusal olarak ele alınacak olursa çocuk üzüldüğünde veya korktuğunda, ebeveyn her seferinde ona sakinleştirici ve destekleyici bir yaklaşım sergiler. Örneğin, çocuk bir oyuncak kaybettiğinde, ebeveyn onu rahatlatır ve kaybolan oyuncağı bulma konusunda yardımcı olur.

Duygusal destek ve güven verici davranışlar, çocuğun kaygılarını azaltabilir ve bağlanma güvenliğini artırabilir. Çocuklarla açık ve empatik bir iletişim kurmak, duygusal ihtiyaçlarını anlamalarına ve ifade etmelerine yardımcı olabilir. Fakat çocuk, ebeveynlerinden ayrılmaktan aşırı derecede korkar, sürekli onların yanında olma ihtiyacı hissederse, çocuk, duygusal durumlar karşısında aşırı tepkiler verirse,  sosyal etkileşimlerden kaçınabilir veya başkalarıyla ilişki kurmada zorluk yaşarsa güvensiz bağlanma türleri daha karmaşık sorunlara yol açabilir, bu yüzden çocuk gelişimi uzmanları, psikologlar veya terapistler tarafından destek almak faydalı olabilir.

Sevgiyle Kalın.

Bu yazı 286 defa okunmuştur.

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum