15 Temmuz 2016 darbe girişimi Türkiye için bir millattır.

Darbenin püskürtülmesi Rabbimin bir mucizesiydi. Tüm kurumlara sızarak AHTAPOT GİBİ sarmıştı. Dış güçlerin işbirliğiyle bunu resmileştirecekti. Askeriye, yargı, Emniyet’e ve tüm icra bakanlıklarda yetkiler onların elindeydi. Türkiye de bir bürokratın üst kadroya atanması için düne kadar onlardan referans alması gerekmekteydi.

Üst akıl bu duruma tam kanaat getirmiş olacak ki düğmeye bastı. Türkiye yi ya Suriyeleştirecekti ya da Mısır gibi yapacaktı. Bunlar artık bu işe kesin gözle bakıyorlardı. Allah göstermeseydi darbe olmuş olsaydı. Türkiye de Taş üstüne taş kalmayacaktı. Türkiye diye bir Ülke kalmayacaktı. Fetö’ya tapanlara da, şeytana tapanlar gibi pişman olacaktı ama son pişmanlık fayda vermeyecekti.

Bu nedenle; Rabbimin yardımıyla insanlarımızın uyanmasıyla bu darbe girişimi tersine döndü. Darbecilere, halk tarafından darbe yapıldı. Tekrar bugüne bize gösteren Rabbime binlerce şükürler olsun şehitlerimize Rabbimden rahmet gazilerimize de acil şifalar dilerim.

Bugün yeryüzüne baktığımızdan İslam Ülkelerinden kavga, kan ve gözyaşı eksik olmuyor neden? Bizde cihat anlayışı bitirdiler, onlarda Hristiyan savaşı devam ediyor. Onlarda savaş metodu değişti. Savaştığı ülkelerin ilk etapta incelemeye tabi tutarlar. İlk önce yaptığı şeyler, sosyal ahlakı bozacak kültürel değişmeyi sağlarlar. Türkiye de tüm bu metotlar uygulandı. İstediğini alamayınca dinin bazı temel kurallarını görmemezlikten gelerek ılıman İslam adıyla yeni bir din anlayışını Fetö’ terör örgütüyle getirdiler. Bu anlayışla Hristiyan ve Yahudilere dost oldular.

Bu Hristiyan savaşı devam edecektir. Karşımıza bazen siyasi rakip olarak bazen demokrasi havarisi olarak bazen de gezi parkı gibi olaylarla karşımıza çıkar. Bazen etnik yapıyı ön plana alarak karşımıza çıkarlar. Üzerimizde uygulamaya çalıştıkları bu metotların farkına varmadığımız zaman bizlere çok Bahalıya mal olmaktadır.

Halkın çözemeyeceği bu yapıları devletin istihbarat imkânlarıyla bu planlara karşı, karşı planlar geliştirmeli ve bu konuda halkı uyaracak çalışmalar yapılmalıdır. Bu konuda İslam âlimlerine de büyük görevler düşmektedir. Eğer Fetö’nun çalışmaları zamanında İslam’a uygun olmadığını söylemiş olsaydı. Belki bugüne gelmezdik. Türkiye uçurumun kenarından şehitlerimizin ve gazilerimizin kanıyla kurtuldu.

Bugün Türkiye’nin gelişmemesi için etnik yapıyı körükleyende aynı merkezdir. 40 yıldır Türkiye’nin tüm enerjisini etnik kavgayla harcanmaktadır. Bunu topluma anlatılması gerekmektir. Bugün Türkiye’de PKK ’diye bir sorun olmamış olsaydı. Türkiye devleti bu konuda yaptığı harcamalarla binlerce Fabrika açabilirdi. 100 binlerce insanımıza istihdam imkânı sunardı. Âmâ sürekli bunu gündeme getirerek Türkiye’nin birlik ve beraberliğini bozarak, kin ve nefret tohumlarını ekmektedirler. Bu sürekli böyle devam etmektedir. Bu konuda çok uyanık olmalıyız. Eğer biz bilinçli olsak ve halkımıza karşı dürüst olursak, darbeyi tersine çevirdiğimiz gibi onların bize karşı uyguladığı planlarını da tersine çevireceğiz.

Ülkemizde; insanlarımıza din kisvesi altında kötü niyetli insanlar kendi emellerini gençlerimizinüzerinde gerçekleştirme planlarını tersyüz etmek için okullarımızda İslam dini iyi bir şekilde öğretilmelidir. Din bilgisi olan gençlerimizin din ile ilgili konuları sorgulayabilir. Kötü insanların ve örgütlerin tuzaklarına düşmezler. Onun için Ülkemiz üzerinde dış güçlerin planları uygulanmaması için okullarda İslam Dinin iyi öğrenmesi ve İstihbaratın zamana göre yapılandırması gerekir. Çünkü dış güçlerin gizli planlarını istihbarat vasıtasıyla öğrenebiliriz ve devlet olarak, onlara karşı önleme tedbirleri alabiliriz.

Ali LALE