Danimarka ve İsveç'ten kıyametin çabuk gelmesini arzulayan davranışlar

İnsanlıktan nasibini almamış, Hz. Lut kavminin fiiliyatını resmiye döken, Danimarka bir an önce Allah’tan kıyametin gelmesini acele istiyorlar. Mehmet Akif ERSOY’ un dediği gibi  “Medeniyet dediğin tek dişi kalmış canavar”, Milli şairimiz ne kadar güzel ve yerinde bir tespit yapmıştır. İşte bunlarda aile mefhumu bittiği gibi, Müslümanlardaki aile düzeni ve insanlığını, tahammül edemediği için Müslümanlara karşı faşizan hareket ve davranışlarda bulunuyorlar. Bunlar; insanlıktan nasibini almamış ırkçı, faşist ve dinsiz bir toplum olduğunu kendini göstermektedir. Çünkü bütün semavi dinlerde, ibadethanelere, kutsallara ve ibadet eden insanlara saygılı olmayı emir eder. Ancak bunlar; ne kutsallardan anlarlar, ne Allah’a inanırlar ve ne de insanlıktan nasibini almamışlar, hayvandan daha aşağı mahlûklardır.

Milyarca Müslümanların dinine karşı bu Ramazan ayında göstermiş olduğu terbiyesizlik, dinsizlik ve firavun varı davranışları onları o denizde Rabbim bir gün boğacaktır. 

 Kur’an’a göstermiş olduğu saygısızlık onların ne kadar, cahil ve ne kadar aşağılık mahlûklar olduğu göstermiştir. Çünkü O Allah’ın kelamıdır. Kendini bilmez bu haydutlar ve insanlık düşmanı bu zavallılar. Allah’tan bir gün belasını bulacaklardır. Allah’ dün kâfirleri, zalim kavimleri yok ettiği gibi bunlara da bela vermek veya yok etmek onun için çok kolaydır. Ancak bugün Müslümanların bu haydutların gerçek yüzünü görüp, kardeşliğini pekiştirmeli, aralarında adaleti tesis edip düşmana lokma olmamaları için, inancına ve tarihinin hakkını vermelidirler. Ondan güç ve kuvvet almalıdırlar. Bu da Müslümanların bir imtihanı olmalıdır. Çünkü Cennet ucuz değil, cehennemde gereksiz değildir.

Osmanlı İmparatorluğundan bugüne kadar gayri Müslimlere, Hristiyanlara, Yahudilere ve diğer dinlere mensup topluluklara ve ibadethanelerine karşı hiçbir saygısızlığı olmamıştır.


Bugün Rusya ve Ukrayna savaşını sona erdirmeye çalışan, yine Müslümanlar olmaktadır. Bugün Türkiye savaşı sona erdirmesi için her iki tarafa ’da çağrıda bulunmakta, savaşın hiç kimseye faydası olmadığını ifade etmede ve arabulucu görevini canla başla yapmaktadırlar. Müslümanlar dünya barışı için çaba gösterirken, kendini bilmez içi dışı kirle dolu bu caniler; Kur’an’a ve ibadethanelere karşı delice yaptığı saygısızlığı, ne insanlığa sığar, ne de demokrasi dedikleri sisteme sığar ve nede Müslümanlar üzerinde kılıç gibi kullandıkları laikliğe sığar. Peki, bunlar; hayvanlar kadarda olmaz, bunları hangi sınıfa dâhil edelim. Bunları cehennemlik odunları olarak Allah onlara müsamaha göstermektedir.  İşte bunlar için yaşasın cehennem demekten öte bir şey denilmez.   
 
Osmanlı da ve Türkiye’de bugüne kadar inançlarından dolayı ne gayrı Müslimlerin ibadethanelerine saldırı olmuş ve nede kişilere karşı bir yanlışlık yapılmıştır. Güya bunlar bizlere medeniyeti ve insanlığı öğretecekler, Bugün Müslüman ibadethanelerine saldırarak silahsız insanlara zülüm yapan, insanlıktan nasibini almamış, Hz. Lut kavminin ve Firavunun torunlarının olduğunu ispat etmektedirler. Bunlar vampirlerdir. Kanla gözyaşıyla beslenen varlıklardır. Onun için Müslümanlar kendilerini bu zalimlerden korumak için ülkelerin İslam harcıyla tek vücut olmak zorundadır. Bunu Müslümanlar yapmak zorundadır. Çünkü bu görev Müslüman ülkelerini yöneten yöneticilerin hakka ve halka karşı sorumluluğunun gereğidir.