Türkiye nasıl bu tuzaklardan kurtulur

ABD’ nin Türkiye biçtiği kıyafet çok dar çok sıkıcı gelmektedir. Türkiye artık ABD’nin diktirdiği kıyafeti giyemeyecek, ama onlar giydirmeye çalışacaklardır. Bugüne kadar ülkemizde neden 10 yılda bir darbe yapılıyordu. O günkü sistem CIA işbirliğinde halka rahat yüzü göstermedi. Ülkemizi yerli uşaklarıyla bir savaş alanına çevirdiler. Ülkenin kültürüne, tarihine, inancına düşman bir nesil yetiştirmeye çalıştılar. Bu işin başlayış tarihi tapınakçılar, ardında misyoner faaliyetlerin ardından mason locaları. Bunlar harıl harıl çalışıyordu. Yahudi’ye hizmette sınır tanımıyorlardı.Bugünkü fetö terör örgütü gibi her yeri kuşatmışlardı. Siyonizm hizmet eden bu yapıların referansı olmadan kendi ülkeden makamlara da atanamıyorsun. Mason localarından sonra din kisvesi altında; bayrağı masonlardan Fetö’cüler aldı.

ABD bunu nasıl başarıyor? Tüm bunları güçlü istihbarat birimleriyle başarmaktadır. Bu seçilen mason locaları makamlara getirdiği adamlar, onların politikalarını uyguluyorlardı. Yanı ABD’nin ve üst aklın emirleri doğrultusunda hareket ediliyordu.

Bugün aynı şeyi fetö terör örgütü yapmaktadır. Türkiye nin tüm kurumlarındaki kurallar bir taraftan elin tersiyle itilerek, fetö’nün sözleri birer hukuk kurallı olarak görüyorlardı. Hukuk kararlarını da ondan alıyorlardı. Bundan dolayı devlet içinde devlet kurmuşlardı. Herkes onlara yaramak için yarışıyordu.

Bir Müslüman Ülkesi olarak kendi ayağımız üzerinde durabilmemiz için öncellikle güçlü bir istihbarata sahip olmamız gerekir. Çünkü sağlıklı bir istihbarat alınmadığı zaman yanlış işlemler yaparsın, devletin yanlış iş yapma lüksü yoktur, olsa bile çok Bahalıya patlar.

Biz bugüne kadar hep Üst aklın gözüyle olaylara bakıyordu. Güçlü istihbarat ve yapılan planlar çerçevesinde toplumu kendi istikametinde iyi yönlendirmekteydi. Üst akıl Türkiye’de 10 yılda bir darbe yapıyordu. Kendi çizgisi aşıldığı zaman bizlere ağır bedeller ödeterek, bizi öylece kendi rotasına koyuyordu. İstediği rota; köle ve üretmeyen tüketici bir toplum olmaktır. Her dediklerini emir telaki edip yerine getirmektir. Dün Alla hu Ekber tekbirleriyle ya şehit ya da gazi olacağım heyecanıyla savaş meydanlardan kanlarıyla kazandığı bu zaferleri, masabaşında kayıp ettiler. Bu nedenle bürokratında siyasetçinin de halkın kültürüyle yoğurulmuş olması gerekir. O inançla savaşı kazanan halkın bu saf berrak inanışına düşman olmak hangi akılla idrak edilir.

Bu nedenle Türkiye için bu şerli darbeyide iyi değerlendirilirse, hayırlara vesile olacaktır. Ortadoğu’da güvenilir, özgür ve güçlü bir Türkiye olmak için bugün tüm şart uygundur. Müslümanların tek kalesi olan Türkiye’nin güçlü olması mazlumların sevinci ve bayramı olacak, zalimlerinde korkulu rüyası olacaktır.

Ali LALE