Cuma Özusan

Cuma Özusan

[email protected]

DARBELERİN GÜZEL TARAFI

21 Nisan 2012 - 21:00



Eskiler “mutlak kötülük yoktur cihanda” demişler. En kötü şeylerin,
darbelerin bile güzel tarafı vardır. Bir daha darbe olmayacağını ve darbe
ihtimalinin ebediyen kapanacağını düşünmekten daha büyük zevk var mı? Bu adeta
bir insanın eşeğini kaybedip bulduğunda duyduğu sevince benzer veya Yahya
Kemal’e “Ankara’nın neyini seviyorsun” dediklerinde “İstanbul’a dönüşünü
seviyorum” demesi gibidir. Refah, istikrar ve güven içinde yaşayan toplumlar
bunun kıymetini bilmezler. Biz huzur ve güvene susamış bir toplumuz. Darbeler
bunu bozdu, ülkemizi maddi ve manevi bakımdan geriletti. Şimdi artık darbe
olmayacağına nasıl sevinmeyiz. Bir gün gelecek babalar darbenin ne olduğunu
çocuklarına anlatmakta zorluk çekecekler. Darbe de neymiş diyecek çocuklar.



Darbe Arapça bir kelime olup vurmak anlamındadır. Bunun üzerinde
ulemalık yapabilirim. İstesem bu kelimenin kırk türevini ortaya koyarım. İnce
gramatikal analizler yaparım. Şimdi bunun sırası değil. Darbenin ilmi ve edebi
manalarını bir tarafa bırakıp herkesin anladığı avami manası üzerinde duralım.
Herkes darbeden ne anlıyorsa onun üzerinde duracağım. Birisine bir tokat
atarsın bu bir darbedir,  hele bu Osmanlı
tokadı olursa yere yapıştırırsın. Bir bankayı, bir müesseseyi dolandırırsın bu
da bir darbedir. Adamları perişan edersin. Bir daha belini doğrultamazlar. Asıl
önemlisi hükümete bir tokat atarsın hükümeti alaşağı edersin. Darbe denince en
çok akla gelen de budur zaten. Bir de ilahi darbe vardır ki darbe yapanları
yere yapıştırır. Bu darbelerin darbesidir. Darbe yapanları buna teşebbüs
ettiğine bin pişman eder, sürüm-sürüm süründürür.



Darbelerin çok çeşitleri vardır. Darbeleri isterseniz renklerine göre
ayırabilirsiniz. Yeşil darbe, kızıl darbe, kara darbe, mor darbe. Veya
çıkardığı sese ve gürültüye göre de ayırabilirsiniz. Sesli darbe, sessiz darbe
vardır. Veya menşeine ve kullanılan personele göre ayırabilirsiniz. Silahlı
kuvvetlerin darbesi, silahsız kuvvetlerin darbesi... Say sayabildiğin kadar. Ha
unuttum bir de başarılı darbe vardır, başarısız darbe vardır. Hatta legal
darbe, illegal darbe vardır veya modern darbe, post modern darbe vardır.
İsterseniz realist ve sürrealist darbeleri de buna katabilirsiniz. İşin içine
biraz edebiyat katmadan duramıyorum. Biraz entellik tarafım tuttu. Kafanız
fazla karıştı ise bu ayırımlara son veriyorum. Darbelere karşı direnmek veya
hükümeti teslim etmek vardır. Teslim edenler meclisi açık tutmak ve gemiyi
batırmaktan kurtarmak istediklerini söylerler.



Darbenin asıl failleri vardır, yan failleri ve destekçileri vardır.
Bunlar olmadan darbe olmaz. Ekonomi bozuk olacak, konjonktür uygun olacak. Hava
biraz karışmış olacak, etrafı sisler kaplayacak. Kurt dumanlı havayı sever,
darbeciler de istikrarsız havayı... Ancak akılsızlar halkın desteğine sahip ve
başarılı iktidara karşı darbe teşebbüsüne geçer. Böyle yaparlarsa ne olur.
Karşılarında yürekli adam varsa sonu dam altı olur. Yapan buna bin pişman olur.
Teşvikçiler de kuyrukları üzerine otururlar. Devranın hep böyle gideceğini
sanmış, bunu hiç tahmin etmemiştik derler. Bir gün hesabın ters döneceğini
bilemezdik. Esip gürlüyorduk. Kim bilirdi yiğit bir adam çıkar bütün hesapları
altüst eder. Biz zannediyorduk ki höt desek iktidardakiler tası tarağı toplayıp
gider. Biz de keyfimize göre yaşarız.



Peki, bu durumda darbeciler ne yapar veya ne yapmalı. Bence üç yoldan
birini seçecekler. Birincisi yaptıklarına pişman olup milletten özür
dilemelidirler. Biz hata ettik demeliler. Bu günahlarını biraz hafifletir, hapis
yattıktan çıkar topluma karışırlar. İkinci yol yaptıklarını savunmalarıdır. Biz
doğru olanı yaptık. Bu halk cahildir, bir şey anlamıyor, yanlış adamların
peşinden gidiyor, bunu önlemek istedik fakat başarılı olamadık. Bu şekilde
davranmak yanlış da olsa onurlu bir davranıştır. Taraftarlara az da olsa moral
verir. Üçüncü ve en kötüsü yaptıklarını inkâr etmektir. En büyük felaket budur.
Kast ettiğim hapis yatmak falan değil. Bir şeyi yapıp da inkâr etmek kadar ağır
bir suç yoktur. Bu, kişiliğin içten bölünerek kendine olan saygının tamamen yok
olmasıdır. Vesselam.



 



 



 



 

Bu yazı 547 defa okunmuştur.

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum