Cuma Özusan

Cuma Özusan

[email protected]

EN ÜSTÜN İYİ NEDİR

13 Kasım 2011 - 22:00

En üstün iyi (le bien supréme) veya eskilerin tabiriyle “hayr-ı ala” ahlak felsefesinin en temel konularından biridir. En üstün iyiyi iyiden ayırıyoruz. Zira bazı durumlarda ve şartlarda iyi olan, her hal ve durumda iyi değildir. Veya iyiyi “mutlak iyi” ve “izafi iyi” diye de ayırabiliriz. İnsanların hepsi iyiyi (en üstün iyiyi) ister fakat herkese göre iyinin ne olduğu sorusunun cevabı değişiktir. Düşünürler ve ahlak filozofları tarafından bu soru çok değişik şekillerde cevaplandırılmıştır. Haz, fayda, mutluluk, görev, güçlülük, iradeli olmak insan davranışlarının nihai hedefi olarak düşünülmüştür. Bunları elde etmeye yarayan şeyler iyi sayılmıştır. Her bir düşünce sahibi kendi düşüncesini doğru kabul etmiş, başkalarını eleştirmiştir. Bu düşüncelerin her birisinde hakikat payı vardır. Fakat hiç birisi her şeyi kapsayıcı değildir. Verilen her cevap daima eksik kalacaktır.

İyi davranışın iç ve dış şartları vardır. Buna ahlakın formu ve içeriği diyoruz. Ahlaki davranış hem şekil ve hem de içerik olarak iyi olandır. Bir davranış görünüş olarak iyi olduğu gibi niyet olarak da iyi olmalıdır. Mesela birisine yapılan maddi yardım gizli bir amacın gerçekleştirilmesi için yapıldığında ahlaki bir davranış olmaz. Veya bir devlet memuruna hediye olarak verilen şeyler başka bir amaçla yapıldığından ahlaki değildir. Para, mal, servet, eşya, mevki, şöhret, itibar, saygınlık, sağlık gibi şeyler iyi veya kötü olarak ele alınamaz. Bunların kullanış şekline yani amacına bakacağız. Bunlar iyiye kullanıldığı gibi kötüye de kullanılabilir. Bunlar bizatihi iyi değildir fakat iyiye yarayabilir. Öyle ise bunlar mutlaka istenen şeyler olamazlar. Bunlar insana yaradığı için iyi olabilir. Hiçbir maddi şey insandan üstün olamaz. İnsan maddi şeylerle kıyaslanamaz.

Görünüşte iyi bir şey yapanı iyi adam kabul ediyoruz. Aksine bir işaret olmadıkça herkes hakkında hüsnü zan beslemek kuraldır. Ama bazı belirtiler ve işaretler bize yapılan bir eylemin hangi maksatla yapıldığı hakkında bilgi verir. Görünüş olarak ahlaka uygun her davranışın ahlaki olmadığını biliyoruz. İyi amel hem şeklen ve hem içerik olarak iyi olmalıdır. İçerik niyettir. Niyet fasit olursa amel de fasit olur. İnsanlara anlatmak istediğimiz şey, görünüşü iyi bir amelin mutlak manada iyi olmaya yetmediğidir. İyi davranışların kaynağı yüksek amaçlardır. Bundan yoksun davranışlar hiçbir değer taşımaz. Öyle ise düşünce, zihniyet ve niyet esas alınmalıdır. En üstün iyinin ne olduğuna bakalım. İnsanlara daha yüksek ücretler vaat etmek mi, insanlara daha yüksek idealler benimsetmek mi iyidir. En üstün iyi maddi ve fani şeyler olduğunda ve insanlar bunun için yaşadıklarında dünyada huzur, barış ve adalet olmayacaktır.

En üstün iyi, insanlığı hedef alarak davranışta bulunmaktır. Hem maksadın ve hem davranışın iyi olması lazımdır. İyi niyetle kötü iş yapılamayacağı gibi, kötü niyetle de iyi iş yapılamaz. Ahlaki davranış hiçbir çıkar beklenmeden ve sırf kendisi için yapılandır. İnsanlık bir araç olarak kullanılamaz. Peygamberimiz “ameller niyetlere göredir” diyerek iyi olan ahlaki davranışı bize göstermiştir. Aynı iş yapılan amaca göre farklı değerlendirilebilir. “İnsanlığa hizmet amacı” dışında bir maksatla bir araya gelenler gerçek bir birlik ve birliktelik oluşturamazlar. İki insanın dostluğundan tutun büyük ticari müesseselere, iktidara talip partilere kadar bu esas geçerlidir. Çıkar paylaşımı, sonunda insanları karşı karşıya getirir ve ortaklık biter. Çünkü amaç çıkar, para, ikbal, ün ve saygınlıktır. Bir dava ve ideoloji sahibi görünen insanlarının çoğunun maksat ve niyeti de budur. Şahsi ve dünyevi çıkarlar bir davaya hizmet perdesine bürünmüştür. Egoizm ve bencillik bu parlak maskeleri takmıştır. Vesselam.

Bu yazı 1514 defa okunmuştur.

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum