Cuma Özusan

Cuma Özusan

[email protected]

İLİŞKİLER

17 Mayıs 2011 - 21:00

Bu dünyada en büyük zorluğu insanlarla olan ilişkilerde yaşarız. Tabiatla olan ilişkiler o kadar zor değildir. İnsan toprakla, taşla, yağmurla, çamurla, yokluklarla, sıcakla, soğukla, açlıkla, fırtına ile mücadele edip bunların hakkından gelebilir. Fakat muzır ve mendebur bir insanın rahatsız etmesi ve incitmesi kolaylıkla def edilemez. Sizi günlerce uğraştırır, içinize dert olur. Gelip geçici ilişkilere aldırmayıp affedebilirsiniz fakat devamlı olan ilişkilerde bu daha zordur. Her gün birlikte olduğunuz insanlarla olan ilişkileriniz sağlıklı olmazsa mutlu olamazsınız. Öyle ise birinci vazifeniz ilişkilerinizi düzeltmektir.

İnsanlarla olan ilişkilerde güçlü ve sağlam olmanız lazım. Aksi takdirde insanlar üzerinize çullanır,  incinirsiniz ve ruhunuz yaralanır. Yaralanan bir ruh ümidini ve hayatiyetini kaybeder. Dünyaya küser. Başka bir iş yapmak istemez. Güçlüklerle karşılaşacağı endişesiyle hep kaçar. İnsanlardan uzaklaşır, kabuğuna çekilir. Fakat bu çare değildir. Güçlüklerin üzerine gitmek ve onları halletmek lazımdır. Tepkilerinizi göstermelisiniz. Adil, sessiz,  uslu, efendi, nazik ve kibar olmak yetmez. Yanlışlara, haksızlıklara, zorbalıklara ve küstahlıklara karşı çıkmalısınız. Yoksa insanlar sizi ezip geçerler.

Başkalarını kullanmak, sömürmek, küçümsemek, horlamak ve böylece kendini tatmin etmek insanların tabiatlarında vardır. İyi ve kötü, dindar veya dindar değil bütün insanlar böyledir. Bir daireye gidersiniz oradaki memur egosunu tatmin etmek için size işgüzarlıklar çıkarır. Bir yerde kuyruğa girersiniz açıkgözler öne girmeye çalışır, apartmandaki komşularınız ortak giderlere katılmak istemezler, tanıştıklarınız sizi biraz zayıf görürlerse büyüklüklerini ispatlamak için küçük isminizle hitap ederler.  Hastanede hemşire koluna bir tanıdığını takar hakkınızı gasp eder.  Camiye cemaate gidersiniz o mübarek dindarlar yalandan olan faziletlerini tasdik etmenizi isterler.  Akrabalarınız, dostlarınız ve hatta anne ve babanız götürdüğünüz hediyeleri küçümser ve dudak bükerler. Fazla para kazanmadığınız için gizlice sizi suçlarlar. Yahu bir ev sahibi bile olamadın... Dairedeki amiriniz sizi özel işlerinde çalıştırmak ister, arkadaşınız işten kaytarır, işi size bırakır. Daha bunun gibi yüzlerce binlerce iş...

İnsan hayatının başlangıcında gerçeklerin farkında olmadığı zamanlarda körlemesine olayların üzerine gider. Cesurdur ve büyük umutları vardır. Fakat durumun öyle olmadığını anlayınca yavaş-yavaş geri çekilir ve eğer kuvvetlerini artıramazsa tavizler vererek iş yapamaz hale gelir. İnsanların çoğu geriler, umutlarını yitirir. Umutlarını yitirince en hafif işler gözünde büyür ve dağ gibi gelmeye başlar. Önünde çıkacak engeller aşılmaz gibi görünür. Bu anormal bir durumdur. İnsan kendini gerçekleştiremezse, kuvvetlerini artıramazsa, potansiyellerini faaliyete geçiremezse bunun kaçınılmaz sonucu kabuğuna çekilmek, gerçeklerden kopmaktır. Bunun tedavisi çok zordur.
Her insanın en büyük sorunu kişiliğini geliştirme ve gerçekleştirme sorunudur. Hakikat tablosunu öğrenmek sorun değildir. Herkes doğruyu ve yanlışı biliyor ve fakat herkes onlara göre yaşama gücüne sahip değil. Bundan yoksun olunca onun için birinci sorun bu olur. Bunu ortadan kaldırması lazımdır. Gerçekler karşısında masallar, hayaller, soyut ve metafizik öğütler hiç bir şeye yaramaz. Yapılan tavsiyelerin bir kıymeti olması için ilişkilerde sizi güçlendirmesi lazımdır. Buna yaramayan şeyleri bir tarafa atmak durumundasınız. Okuduğunuz ve öğrendiğiniz şeyleri gözden geçirmeli, hayatınızı kolaylaştırdığını gördüklerinizi tutmalı diğerlerini atmalısınız. Bu hayatı kimse sizin yerinize yaşamıyor. Acıların, sıkıntıların, üzüntülerin bedelini siz ödüyorsunuz. Sorumluluk sizindir. Öyle ise kimin ne dediğine önem vermemeli. Düşüncelerin işe yarayıp yaramadığına bakmalısınız. Yükselen ateşi acilen düşürmeniz lazımdır.
Bizi dertlerimizden, sıkıntılarımızdan kurtaracak olan bilgi yaşamımızdan çıkaracağımız bilgidir. Tecrübe etmediğimiz şey gücümüzü artırmaz. Boş laflara itibar etmemeli. Yaşadıklarınız üzerinde düşünmekten ve onları derinliğine kavramaktan başka bir bilgi size yararlı olmaz. Gerçek bilgi tecrübeden çıkan bilgidir. Yaşanmayan şeyin bizi değiştirmesi ve iyileştirmesi mümkün değildir. Yaşadığımız şeyler kadar öğreniriz. Olan bitene dikkat etmeliyiz. Gerçekler acıdır ve faydalıdır. Hayaller güzeldir ve hiçbir işe yaramaz. Soyut ve metafizik şeyler bir ilerleme sağlamaz. Çünkü onlar değişmezler. Değişmeyen şey bizi değiştirmez. Öğrenme bir değişme faaliyetidir. Vesselam.

Bu yazı 749 defa okunmuştur.

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum