Cuma Özusan

Cuma Özusan

[email protected]

TABİATİN İHTİŞAMLI DİLİ

09 Temmuz 2011 - 21:00

Her tarafı beyaz bir örtü ile saran karın düşmesini, çisil-çisil yağmurun yağmasını, rüzgârın camları zangırdatarak esmesini, güneşin altın ışıkları ile doğmasını ve akşam batarak her şeyi karanlığa bürümesini, toprağın kabarmasını, otların yeşermesini, kuzuların melemesini, kuşların cıvıltısını, şarıl-şarıl akan ırmağı, sahili gürültü ile döven dalgaları, dallardaki salkım-salkım meyveleri, sonsuza uzanan çölü, ihtişamlı kayaları, heybetli dağları, yücelerde uçan kartalları seyret.

Ovayı kaplayan sararmış ekinlere ve o ekinlerin rüzgârla dalgalanmasına, berrak gökte yumak-yumak bulutlara, aniden kararıp gümbürdeyen göğe ve çakan şimşeklere, ovalara vadilere inen rahmete, fırınlardan çıkan taze ekmek kokusuna, aç midelere baklava gibi gelen kuru ekmeğe, yemeğin üzerine kana-kana içilen suya, karanlık gecede kayan yıldızlara, yer sarsıntılarına, sellere, ölümlere, doğumlara, karıncaların mükemmel düzenlerine bak.

Eski kavimlerin bıraktığı kalıntıları, onların ıssız kalan yurtlarını, kuşakların ardı ardına gelip geçmesini, yerlerini yenilerin almasını, yavrusunu kurtarmak için aslanın üzerine atılan anneleri, kadınlardaki şefkat ve merhamet hislerinin gümrahlığını, en aciz yavruya doğar doğmaz sunulan halis gıda sütü, dünyayı yarattığı eserlerle süsleyen insan zekasını, insanlarda sonsuza uzanan arzuları, hiç bitmeyen istekleri, hayvanlara yol gösteren içgüdüleri, tabiattaki harika dengeyi düşün.

İnsanlara bir rızık olarak sunulan nefis balıkları, arıların sunduğu şifalı gıda balı, tabiatı çepeçevre saran gözleri okşayıcı yeşillikleri, ter ü taze çeşit-çeşit çiçekleri, aklımıza gelen ve gelmeyen her şeyi gör. Bunlar bize yüce bir kudretin varlığını hatırlatmıyor mu? Bir külli aklın olduğunu ihtar etmiyor mu? Bunların hepsi boş ve anlamsız mı? Bunların bir teki bile tesadüfün eseri olabilir mi? Bu kadar güzellikler kendi kendine mi olmuştur!

Bu yazı 664 defa okunmuştur.

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum