Cuma Özusan

Cuma Özusan

[email protected]

YAZI YAZMANIN ON ALTIN KURALI

13 Ocak 2011 - 22:00

Dale Carnegi diyor ki: “İşsiz kalmıştım. Güzel konuşma ve yazma kursu açtım. Söylediklerimin gerçek şeyler olması lazımdı. Yoksa aç kalacaktım. Çünkü müşterilerime kursta öğrendikleri şeyler  yararlı olmazsa paralarını geri ödemeyi taahhüt etmiştim”. Yine bu zat diyor ki: “öğrencilerimden biri güzel yazamıyordu. Ona dedim ki sen bunu bırak. Sabah kalkıp buraya gelinceye kadar gördüklerini anlat. Dediğimi yaptı ve yazdıklarını okudu, kurstakilerin hepsi onu dikkatle dinlediler”.
               
Yaşanan şeyler  etkileyicidir. Cahil bir adamın tuttuğu günlükler  bile alaka ile okunur. İnsanlar başkalarının yaşantısını merak ederler. Yazdıklarınızın etkili olmasını istiyorsanız  hayattan ve gerçeklerden bahsedin. Tecrübe ve gözlemlerinizi anlatın. Olgular üzerinde düşünün. Soyut şeyler kimseyi etkilemez. Akıl vermeyi bırakın. Muhakeme ve kıyaslar yapmayın. Sonucu okuyucu çıkarsın. Genel hükümlerden vazgeçin. Ayrıntılarına inin. Edilgen fiiller yerine etken fiiller kullanın. İki kelime okuyan sonuna kadar götürsün yazıyı. Şimdi kurallar:
               
1. Yazdığınız konuyu çok iyi bilin. Bu size ve hitap ettiklerinize güven aşılar. Bütün bildiklerinizi yazmayın. Tereddütlü olduğunuz şeyleri yazmayın. Hitap ettiğiniz kitlenin seviyesini düşünün. Ne anlaşılmayacak kadar zor ne de basit ve alelade olsun yazınız. Okuyan bir şey öğrensin. Bir ansiklopediden kolaylıkla bulabileceği bir şey için neden sizi dinlesin ki!
               
2. Yıpranmış sözleri ve deyimleri yazmayın. Mesela “hafızai beşer nisyan ile maluldür”,  “doğru söyleyeni dokuz köyden kovarlar” gibi sözler ve “aslan gibi delikanlı”, “dört dörtlük adam”, “nefis bir yemek”, “fıstık gibi iş”, “köşeyi dönmek”, “kaymağını yemek” gibi deyimler  orta malı şeylerdir. Kullanıla kullanıla yıpranmıştır. İnsanlar bunlardan bıkmıştır.
3. Somut ve ayrıntılı yazın. “Korktu” demeyin “sarardı” deyin. “Utandı” demeyin “kızardı” deyin. “Zayıfladı” demeyin “elbiseleri bol geldi” deyin. “Güzel bir ev” demeyin “bahçeli, havuzlu, denize nazır, müstakil ev” deyin. “Pahalı bir ev ” demeyin “beş yüz bin dolarlık bir ev” deyin. “İkinci dünya savaşından sonra doğmuşum” demeyin “bin dokuz yüz kırk altıda doğmuşum” deyin. Cesur, yiğit, müthiş, harika, mükemmel gibi kelimeler kuvvetsiz boş kelimelerdir.
               
4. Sözleriniz konuyu tüketsin. “Anne ve babanıza öf bile demeyin”. “Onun çevresini mübarek kıldık”. “Başıma gelenden komşularım helak oldu”. “kafir ağlar bizim ahvali perişanımıza”. “Öğretmen öğrencilerden daha cahil”. “Mezardakiler sizden daha canlı”. “cehlin bu kadarı sehl olmaz” gibi.
5. Aşırılık ve kesinlik ifade eden sözcükleri az kullanın. Mutlaka, muhakkak, herkes,  hepisi, hiçbir zaman, asla yerine; olabilir, belki, bazısı, bir kısmı, bazen, ara sıra, sanırım, öyle tahmin ediyorum, böyle de diyebiliriz gibi kelimeler daha inandırıcıdır. En’li kelimeleri  nadiren kullanın.Sert kelimlerden de sakının. “Ben çok iyi Fransızca bilirim” yerine “Ben Fransızcadan anlarım” deyin.
               
6. Rücu sanatını kullanın. Bu, bir sözü söyleyip ondan bilerek vazgeçmek veya vazgeçmiş gibi görünerek pekiştirmektir. Örneğin: “ O edebiyattan biraz anlar hayır efendim hiç anlamaz”. “Fransızcayı biraz biliyor sanıyorduk meğer hiç bilmiyormuş”. “Onu büyük adam biliyorduk meğer gözümüzde büyütmüşüz”. “Erbâb-ı teşâür (şair taslakları) çoğalıp şâir azaldı. Yok öyle değil şairin ancak adı kaldı” ( Muallim Naci) gibi.
7. Fazlalıkları atın. Yazınızı kısaltın. Başta aklınıza gelen her şeyi yazabilirsiniz, cümlelerin düzgün olmasına bile bakmayın. Yazdıkça aklınızda olmayan şeyler gelir. Atmak yazıda işin can noktasıdır. Büyük yazarlar bile bunu hakkıyla yapamazlar. Bir yazar şöyle diyor: “Attıklarınızdan dolayı başınızı taşlara vurmak istemedikten sonra iyi bir şey yazamazsınız”.
8. Güzel bir başlangıç yapın ve güzel bitirin. Bir yazar diyorki: “yazınızın başı ve sonu güzel olsun, ortasına ne koyarsanız koyun”. Çünkü insanın aklında baş ve son kalır. Başlık çekici ve merak uyandırıcı olsun.
9. Yazılarınıza emek verin. Hem de çok… Okuyucu bunu anlar. Yazınızı beş defa, on defa düzeltin. İçiniz rahat edinceye dek. Gogol en az sekiz defa düzeltirmiş. Şarlo bir sahneyi yüz defa takrarlamış. Okuyucu yazıda emek gördüğü için  saygı duyar. Çalakalem olanı bir tarafa atar.
10. Yazınız bir çığlık mı, değilse kimi etkiler. Heves için mi yazıyorsunuz. Bırakın. Bütün insanlara ve bütün zamanlara hitap edin. Yazmak birinci amacınız olmalı. Yazmak için yaşamalısınız. Birinci olmak için yazmalısınız. Kelimeleriniz alevden oklar olsun. Vesselam.           

Bu yazı 694 defa okunmuştur.

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum