Cemil Yeşildağ

Cemil Yeşildağ

[email protected]

Kürt Dili, Andımız ve Boykota Dair

26 Eylül 2010 - 21:00

Türkiye Cumhuriyeti'nin ilk anayasasında Kürtlerin Türklerle beraber devletin kurucuları olarak ilan edilmesine karşın TC. devletinin  kurulmasından sonra Kürt halkı inkar edildi. Korkunç asimilasyon politikalarıyla dili yok edilmeye çalışıldı. Laik, Kemalist ve despot ideolojili devlet, kurulduğu günden bugüne dek benzeri az görülmüş bir kültürel soykırım tehdidi ile Kürt dilini yok etmek istenmiş ve bu uğurda çok sayıda hunharlığa imza atmıştır. Uygulanan bu despot politikalar karşısında Kürt kavmi onlarca serhıldan ve isyan sonrasında nihayet kendini kabul ettirme sürecine gelmiştir. Gelinen noktada TC devleti nezdinde hükümetler, siyaset adamları, bilim adamları ve hatta halk tebaası Kürtlerin varlığını kabul etmiştir. Ama Kürt varlığının kabulünü söylem düzeyinden çıkıp çok daha somut bir şekilde ete kemiğe büründürmeleri gerekmektedir. 


Bugün Kürt varlığının somut karşılığının anayasal eşitlikten geçtiği aşikardır. Doğal olarak devlet ve tüm birimlerin de bu anayasal eşitliği kabul etmeleri gerekmektedir. Anayasal eşitlik; Kürt kavminin kendini sosyal, kültürel, örfi olarak ifade etmesi ve en temelde Kürtlerin dilini yaşamın her alanında kullanmanın önündeki engellerin ortadan kaldırılmasıdır.


Gerek meydanlarda gerekse de yazılı ve görsel medyada çokça işlenen kardeşlik edebiyatı artık karın doyurmamakta, kangrenleşen bu meselenin çözümü için ilaç olamamakta, bu sorunun çözümünü ötelemekte; doğal olarak da yapılan baskı ve asimilasyonun devamlılığını sağlamaktan başka bir şeye dönüşememektedir.    

Kürtler en temelde yaşadıkları coğrafyada kendi kavmi kimlikleri ile siyaset yapmak ve yaratılmada/doğuştan eşitlik kavramından hareketle (şekli nasıl olursa olsun) kendi kendilerini idare etmek istemektedirler. Bu haklı talep Kürdistan coğrafyasında bir Kürdistan sorununu beraberinden getirmektedir. Kürdistan sorununun gündemleşmesi Kürt halkının kendi doğal parçası olan dilinin önemini daha da artırmaktadır.
Artık Kürt kavmine, doğal olarak bu kavmin doğal bir parçası olan diline karşı yapılan baskıların, yasaklamaların kaldırılması için Kürt halkının bugünlerde dillendirdiği ana dil talebi son derece hayati bir önem arz etmektedir. Ana dilini sosyal yaşamın her alanında kullanamayan bir halk artık kardeşlik edebiyatına kanmamakta ve kardeşlik vurgusunun somut manada anlam kazanmasını istemektedir.

"Tek devlet, tek millet, tek dil, tek bayrak" söylemi çok ilkel bir dürtü olup hem zulüm hem de Allah'ın yarattığı çeşitliliği inkar olduğundan Allah'a karşı işlenen bir suçtur. Talep edilen ana dil de eğitim ve çocuklarımıza her sabah okutulan "andımızın" kaldırılması tek tipçilikten çoğulculuğa geçişte bir aşama olup bu toplumun geleceği için atılmış en önemli adımdır.

İlki bu yıl okulların açılması ile somut bir boykota dönüşen ve TZP-Kurdi'nin BDP'nin desteğiyle başlattığı ana dilde eğitim talebi ve Özgür-Der'in geçen yıldan başlayarak dillendirdiği ''Okullarda her sabah okutulan Andımızın kaldırılması'' talebi bu coğrafyada barış ve kardeşlik isteyen herkes tarafından önemsenmesi gereken adımlardır. Bu adımlar desteklenmeli ve Türk kavmi dışındaki kavimlere yapılan bu adaletsizlik ve zülüm ortadan kaldırılmalıdır.

Anadil de eğitim hakkı; Kürt halkı ve çocuklarının en temel hakkı olduğunu belirterek ve her sabah Türk olmayan çocuklarımıza yalan yanlış şeyler üzerine yemin ettirip onların temiz fıtratlarının kirlenmesine sebebiyet veren çağdaş zulüm olan ''Andımızın'' kaldırılmasını ısrarla talep etmeliyiz.

Gelecek tasavvuruna sahip olan camiaların da bu hakikati görmezden gelmeyip hak ve adaletten taraf bir meyil göstermesi temennisindeyiz. 

Cemil YEŞİLDAĞ
[email protected]

Bu yazı 1037 defa okunmuştur.

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum