Cemil Yeşildağ

Cemil Yeşildağ

[email protected]

Mükemmelliği Keşfetme Sevdası

06 Ekim 2010 - 21:00

 

Tutkunu olmak sana

Kabzettiğin ruhum ellerinde

Alasın beni beşer olmak girdabından
Hoş geldin esen geldin diye…


Mükemmel nedir, mükemmel kimdir, mükemmel nerede saklıdır?
Herkes düşünedurmuştur, bu mükemmelliği ya da mükemmellik gıdıklamıştır herkesin beynini zaman zaman.
Olsun canım, ben de bu sonbahar sabahı sokak kedisine hayırlı sabahlar demişken hatta her geçtiğimde hırlayan köpeğe sana bile hayırlı sabahlar demişken mükemmelliği sorsam kendime ne çıkar. Hatta son zamanlarda çokça yorulmayan beynime mükemmellik merkezli bir uğraş çıkarsam ( zaman zaman tefekkür olsa da) iyi olur kanaatindeyim.
Çocukken  evimizin damında gece yatmadan önce kardeşlerimle zevkle yaptığımız bir şey vardı onu hemen anımsadım.
Şimdilerde şehirlerin şatafatlı caddelerinde çok canlı, gözün irisini yoran sokak lambaları var da şehir insanı fark etmez beyazla sarı arasında tonlara sahip, yeryüzü kararıp örtüsüne bürünürken geceyi aydınlatan yıldızların güzelliğini. Bizimkisi o zaman da mükemmeli anlama ya da araştırma tutkusuydu aslında, oyun havasında yürüyen o eşsiz eğlence. Keşfetme sevdasıydı her gece aynı gökyüzüne bakmakla ama bir önceki geceden farkını…
Araya son okuduğum kitaptan esinlenerek hayvanları ve bitkileri katıyorum o zevk veren keşfetme sevdasına.
Mesela  oldum olası cezp eder beni kartalın gökyüzünde süzülüşü. Hangi uçak onun kıvraklığına sahip olabilir. Bir arının yaptığı balı hangi kimya laboratuarı yapabilir elinde binlerce bitki nektarı olsa da. Sonra mı? Sonrası aklıselim kalarak Rabbimin boyasını insana devşirelim.
Ya insan ne demeli? İnsanı nereye koymalı sizce?  Dünyayı çekip çeviren, imar eden, değiştiren, dönüştüren, icat eden, eskiyi yenisine boyun eğdirten, birini diğerine ekleyen, ilave eden, bölen, parçalayan, eklemleyen, kısan, ören, eviren, velhasıl kelimeleri eklemledikçe artan insan…ve insanın “aması”.
İşte iş bundan sonra bozuluveriyor, hoş bir rüyanın ortasında uyandırılan birinde oluşan, bölünmüş olan güzel bir rüyanın karşısında dudyuğu hüzün eşlik ederek.
            Kimi zaman sıradan gündelik hayatta kimi zaman hukuk literatürüne giren ve kendisinden önceki hakları sınırlayan hatta önceki hakları aniden bitiren.
İşte insana ilişkin bir de  “ama” vardır huzursuzluk gibi gelir konar içimize de kocaman keşkeler oluşturarak. Sahi insanı yaratırken Allah, kasten yerleştirmiş olmasın fıtratına o kocaman “amayı”.
Hayvanlar en mükemmeline çaba sarfetmeden ulaşmıştır ve yaptıkları ile de bunu ispatlarlar gözümüze, kulağımıza ve dimağımıza.
Oysa insan tüm çabaları ile mükemmele ulaşmaya çalışır.
Sanırım Allahın boyası bu olsa gerek. Her yere yerleştirdiği boyasının insanda yansıması bu olsa gerek. Allah'ın boyası ayan beyan ortadır ve insan için “ama”da  saklıdır. İnsanın hep bir AMASI vardır. Sınanmasını anlamlı kılan.
Doğrusu  mükemmelliği kıyaslamaktan vazgeçip ondan fevz almaya çalışmak daha hoş ve anlamlı olsa gerek. 
Cemil YEŞİLDAĞ
[email protected]

Bu yazı 852 defa okunmuştur.

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum