REFAH-YOL hükümetinin kurulmasının ardından sanki bir yerlerden düğmeye basılmış gibi ülkede Müslüman avı başlamıştı. Haber bültenlerinde sürekli olarak "irtica" tehlikesinden bahsediliyordu.
Namaz kıldıkları, oruç tuttukları, sakal bıraktıkları, camiye gittikleri ve örtülü oldukları için binlerce Müslüman fişleniyordu. 28 Şubat postmodern darbesi ürünü Batı Çalışma Grubu (BÇG) ile birlikte yapılan fişlemeler korkunç boyutlara ulaşmıştı.
28 Şubat döneminde en büyük zulümlerinden birini de ordu mensupları görüyordu. Her Yüksek Askerî Şûra (YAŞ) kararı ile birlikte yüzlerce asker "irtica tehlikesi" bahanesiyle ordudan ihraç ediliyordu.
Abdulmutalip Yıldırım (41), inancından dolayı YAŞ kararı ile ordudan ihraç edilen askerlerden biriydi. Siverek Topçu Alayında binbaşı olarak görev yapıyordu. İnançlıydı, namazlarını kılıyor, oruçlarını tutmaya çalışıyordu. Eşi örtülü ve 3 çocuk babasıydı.
Her YAŞ toplantısının ardından yüreği ağzına geliyordu. "Acaba listede ismim var mı?" diye dikkatlice listeyi inceliyordu. Listede ismini göremeyince buruk bir sevinç yaşarken sıranın bir gün kendisine de geleceğini biliyordu. Listede ismi olup görevden ihraç edilenlerin de kendisi gibi sırf inançlarından dolayı görevlerinden atıldığını biliyordu.
Evet sonunda korkulan olmuştu. Binbaşı Abdulmutalip Yıldırım, YAŞ kararı ile ordudan ihraç edilmişti. Şimdi ne olacaktı? Çocuklarına kim bakacaktı? Memleketine gideceği yol parası bile yoktu. Çaresiz, kimsesiz, gurbet ellerdeydi…
Şanlıurfa Belediye Başkanı Ahmet Bahçıvan tarafından belediyede işe alınan Yıldırım, "Yaş Kararı ile ordudan ihraç edilenler hiçbir kurumda istihdam edilemez" 28 Şubat kararı ile 3 ay çalıştığı görevinden de ayrılmak zorunda kalmıştı.
Daha sonra özel sektörde her çaldığı kapı yüzüne kapanan Yıldırım için yeryüzü tüm genişliğine rağmen kendisine dar geliyordu. Eşinin ve çocuklarının yüzüne nasıl bakacaktı?
Ayakları adeta binlerce kiloluk bedenini çeke çeke eve gelmişti. Eşinin ve çocuklarının yüzüne bakmaya utanıyordu; çünkü yine elleri boş eve gelmişti.
Yıldırım, neye üzüleceğine şaşırmıştı. Görevinden ihraç edilmesine mi? Belediyeden işten çıkarılmasına mı? Özel sektörde yaptığı iş başvuralarının kabul edilmemesine mi? Yoksa çocuklarınının ihtiyaçlarını karşılayamamasına mı ?
Yıldırım, çektiği acılara daha fazla dayanamarak Şanlıurfa Öğretmen Evi'nin 7'inci katından atlayarak hayatına son verdi. (Allah taksiratını affetsin)
Geride dul bir kadın ve 3 yetim bıraktı.
FACEBOOK YORUMLAR