Muhammed Nur

Muhammed Nur

[email protected]

28 ŞUBAT SÜRECİ VE SİVEREK 3

10 Kasım 2015 - 10:54

28 Şubat süreci ile birlikte Müslümanlara yönelik baskılar artmıştı. Müslümanlar, Batı Çalışma Grubu (BÇG) denen yapı tarafından fişleniyor, YAŞ kararları ile dindar subaylar görevlerinden uzaklaştırılıyordu. İmam Hatiplerin orta kısımları kapatılarak, üniversite sınavına girişteki katsayı düzenlemesi ile imam hatip öğrencilerinin üniversite sınavında başarılı olması engelleniyordu. Kur'an kursları kapatılmış, okullarda başörtüsü yasağı başlamıştı. Televizyonlar ve gazeteler üzerinden İslami değerlere hakaret ediliyor, algı operasyonları ile Müslümanlara yönelik baskınlar için zemin hazırlanıyordu.

Ülkenin doğusundaki 28 Şubat süreci ülkenin batısındaki süreçten daha acımasız olmuştu. Batı Çalışma Grubu camiye giden, gümüş yüzük takan, sakallı, eşleri örtülü herkesi fişliyordu. Camilerde Kur'an dersi vermek ise en büyük suçtu. İslami kimliğe mensup Müslümanların evleri basılıyor, aylarca gözaltında korkunç işkencelere maruz kalıyorlardı. Haklarında hazırlanan düzmece ifade tutanakları ile suçsuz yere cezaevine atılıyorlardı.

Müslümanlar bu zorlu sürecin Allah'ın bir imtihanı olduğuna iman etmişlerdi. Allah'u Teala'nın "İnsanlar yalnız: 'İman ettik' demekle imtihan edilmeden bırakılacaklarını mı sandılar?" (Ankebut:2) Yine Peygamber'imizin, "İnsanların üzerine öyle bir zaman gelecek ki dininin gereklerini yerine getirme konusunda sabırlı/dirençli davranıp Müslümanca yaşayan kimse avucunda ateş tutan kimse gibi olacaktır." (Tirmizî, Fiten,73; Ebu Davud, Melahim,17) hadisi her şeyi özetliyordu.

Allah'u Teâlâ kullarını çeşitli hallere sokarak onların imanlarını ölçmek istiyordu. Müslümanlara düşen görev hayatlarının tüm zorlu süreçlerinde sabırlı ve istikamet üzerine olmaktı.

Müslümanların mücadeleleri sadece rejim ile sınırlı değildi. 1992 yıllında başlayan Hizbullah- PKK çatışması ile Müslümanlar bir taraftan rejimin baskıları ile bir taraftan da PKK ile mücadele etmeye başlamıştı.

PKK en başta bölge Müslümanlarını önemsememiş, "Birkaç sofiktir" diyerek onları sindirebileceğini düşünmüştü. Müslümanların izzetli duruşu sayesinde neye uğradığını şaşıran PKK, ağır kayıplar vermiş, toplum nezdinde Müslümanların itibarını düşürmek amacıyla çeşitli karalama propagandalarına başlatmıştı.

PKK, Siverek'te 1990 yılların başında birçok aileyi haraca bağlamıştı. Haraç ödemek istemeyenler, göç etmek zorunda kalmıştı. PKK tarafından dağıtılan bildirilerde esnafın kepenk kapatması isteniyordu. İlçe merkezinde dindar olarak bilinen bazı esnaflar dışında birçok esnaf kepenk kapatmak zorunda kalmıştı. İlçeye dışarıdan gelen özel hareket timleri de kepenk kapatan esnafın dükkânlarını zorla açtırmaya çalışıyordu.

1992 yılında başlayan Hizbullah- PKK çatışması başta Diyarbakır, Batman, Mardin olmak üzere tüm bölgeye yayılıyordu. PKK çatışmaları Siverek'e de taşımak istiyordu. Bunun içinde çeşitli planlar yapılmıştı. İlçede askerlerin gitmiş oldukları bir kahveye bomba atılacak, daha sonra "Hizbullah kahvede uygunsuz film izleyen askerlere bomba attı" propagandası yapılacaktı. Daha sonra da dindar insanlar hedef alınacaktı.

 

Bu yazı 1997 defa okunmuştur.

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum