KONUK YAZAR

KONUK YAZAR

[email protected]

KARA GÖZLER

16 Mayıs 2014 - 13:22

Gözlerinizi kapatın ve şimdi siz de Manisa da Soma’da binlerce metre yerin altındasınız…

Elleriniz de birkaç iş malzemeniz ve kafanızda baretiniz.Herkeste ayrı bir ses çıkıyor,çığlıklar ve bir telaş.Bir patlamanın sesi ve ansızın ortaya çıkan ve cehennem ateşinden daha beter bir yangın…

Yürekleri parçalayan,kulakları sağır eden feryatların etrafta çınlanması ve art arda gerçekleşen patlamalar…

Allah’ım neler oluyor böyle deyip,nedir bunlar ne değildir.Dostlarım,ağabeylerim ,kardeşlerim kankalarım,bacanaklar nerdesiniz.Görünmez bir hayalet olmuşsunuz.Sesleriniz kulaklarımı delecek gibi ama sizleri hiç göremiyorum.Baretlerimiz yetmiyor ,oksijen yetmiyor ki kömür gözlerinizi seçmeye görmeye…

Kaptan senin çocukların var sen koş,ben koşamıyorum nefesim gidiyor,Şu illet duman yüzüden nefesim kesiliyor.

Boğuluyor muyum anlamıyorum boğazımda çok sert ve acı bir tat oluşuyor.Nefes almamı çok zorlaştırıyor.Çok mu koku var,yoksa kara dumanlar mı yüksekliyor..Hangi tarafa kaçayım ki,her taraf karanlık,her taraf kara dumanlarla çevrili kömür gözlü...

Her taraf karalık,her taraf dumanlar içinde,çıkışlar da kapandı aydınlığa…

Bir ışıkta mı yok ufukta,acaba koşarsak kara dumandan alevlerden kurtulur muyuz,etrafı sarmadan…

Şimdi ailemle olsam,çocuklarımla olsam,onları geçen gittiğimiz parka götürsem böyle.Öyle bir keyiflenirdi ki çocuklar.Nasip olacak mı bir daha..Yoksa sona mı geldik bu hayatın…

Allah’ım yarabbim neler düşünüyorum böyle.Hayal mi kurmak nereden çıktı bu kara toprakların altında,kapkara maden ocağının derinliklerinde…

Sesler geliyor bana,duyuyorum derinden acı çığlıkları.Birer birer yok oluyorlar adeta.

Ayak sesleri,çığlıklar,bağırışları kulağımı deliyor adeta…

Çok yoruldum acaba şuraya oturayım mı.Yok yok kalkmalıyım pes etmek bizlere yakışmaz 4 çocuk babasıyım.Sesimiz çıkmıyor,tıkanmışız karanlık bir deliğe artık yutkunmak bile zorlaşıyor.Su nefes oksijen o an her şeyi arıyorsun.Bir korku bir telaş.Evet korkuyorum sanırım.Oysa ki yıllarca ailemi korudum kolladım.Korkmak yakışmaz benim gibi delikanlıya ama alevler üstüme geliyor ve nefesim gidiyor.

Tutamıyorum dizlerimi,gözlerimde bir yük var ve yanıyor adeta.Uykum geldi,omuzlarım uyuşuyor.Ailem aklıma geliyor,çocuklarım dostlarım.Şimdi sizleri kime emanet etsem.

Öyle bir soğuk oluyor ki bedenim,içimi üşütüyor.Sizi terk edilişlik ve burnumda buram buram ölüm kokusu…

Sizlere benim baktığım kadar bakarlar mı? İki gözüm gibi ötekinden sakındıklarım…

Bu ocak kara toprak oldu şimdi bana.Burası her taraf ateşlerle dolu,alevlerle dolu.Ama sizler içinizi ferah tutun sevdiklerim,ölüm 2 adım uzağımızdadır.Yetişir mi bize bilemem.

İlerde bir ışık var sanki çok parlak ama çok uzakta,ölümden kaçarcasına yetişir miyiz o aydınlığa diye koşuyoruz.

Annem o anda sanki gelip beni kurtaracakmış gibi yanıma gelmiş elini uzatıyor.Ama anne uzatma elini,yakışmaz benim kömür karası yaralarıma ! dedim.

Gel mi oğlum diyorsun anne,gelemem ki anne.Dizlerim de hal yok ki anne.Kuş gibi kaldık burada.Kanadımız kırıldı.Ama yüreğimiz orda yuvamdadır anne.

Çağırma,bağırma anne.Belki beni bulacaklar beni.Boğazım yanıyor anne,çok susadım anne !

Havada kötü kara duman,zehirli bir hava !

Ayaklarımdan bir şeyler süzülüyor derinden.Yere basamıyorum.Gözlerim kapanıyor.Vücudumda binbir ağrı sızı.

Alnımdaki kömür karası değil yürek yarası,böyle (Mİ) kazanılır ekmek parası…

Yok birbirimizden farkımız, ezildikten sonra hepimiz aynı şarabız!

Başımız Sağolsun

Mehmet Kızılkaya

Bu yazı 1475 defa okunmuştur.

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum