Mustafa Karadağlı

Mustafa Karadağlı

[email protected]

ÇOCUKLARIMIZA RAMAZANI NASIL YAŞATALIM?

21 Temmuz 2012 - 09:20

Büyük bireyler için manevi bir atmosfer olan ramazan, yedi yaşına kadar soyut düşünemeyen çocuklar için nasıl bir anlam taşır?


Büyük bireyler için manevi bir atmosfer olan ramazan, yedi yaşına kadar soyut düşünemeyen çocuklar için nasıl bir anlam taşır? 

Çocukların ilk öğrenmeleri tamamen taklit ve model yoluyladır. Dili, herhangi bir özel eğitim olmadan öğrenme buna en güzel örnektir. Ailesini namaz kılarken gören, oruç tutarken gözlemleyen, teravihlere ayrı bir önem verildiğini gören çocuk, farkına varmadan islamı’da öğrenmiş olur.

Aynı durum bunun tersi içinde geçerlidir. Ulu orta içkinin tüketildiği, küfürlü konuşmaların yapıldığı, anne babanın birbirlerine bağırıp çağırdığı, büyüklere gerekli hürmetin verilmediği yuvalardan çıkan çocuklarda aynı şekilde yetişmiş olarak topluma karışırlar.

Ramazanda aynı anda sofraya oturan aile bireyleri çocukların gözünde farklı bir konumdadır. Daha önce bin bir nedenle bir türlü bir araya gelmeyen aile fertleri, ramazanda nasıl oluyor da bir araya gelebiliyor. Demek üstün bir güç tüm engelleri kaldırabiliyor.

Gözlemler göstermiştir ki iltifatlarla oruca teşvik edilen çocuk, o gün tam bir yetişkin rolü oynar. O güne dek her istediğini yapabilen çocuk, o gün sabretmeyi, isteklerini ertelemeyi öğrenir ve kendini disiplin edebilmenin ilk antrenmanını yapar. Demek ki ramazan ahlak eğitimi için de iyi bir fırsattır. 

Yine ekleyelim ki büyükler oruçlu olduklarında çok dikkatli olmalılar. Sık sık dile getirdikleri: “git başımdan oruçluyum-çok sinirliyim, oruç oruç açtırma ağzımı” gibi asık suratla söylenmiş sözler çocukların karakterinin oluşumunda da olumsuz etki yapar. 


Peki, Müslüman ailede iyi bir model, ümmetin hayırlı bir nesli için; çocuk eğitiminde ramazanın önemini genç zihinlere nasıl yerleştirebiliriz?

Başta ailede ramazan öncesi tatlı bir ramazan heyecanı yaşatılmalı. Kesinlikle “bu sıcakta ne yapacağız, yazın oruç zor, ne yapacağız?” gibi şeytanın kulağına hoş gelecek olumsuz telaffuzlardan kaçınmalı, aksine zahmette rahmetin olduğu vurgusu yapılarak zorluklara karşı sabrın önemini belirten hayat hikayelerinizden örnekler verebilirsiniz.


Çocuklarımızla yada eşinizle evimizin bir köşesine kuran harfleriyle ya da Latin harfleriyle ramazanın önemini anlatan: “hoş geldin ramazan, oruç tut sıhhat bul” vb.gibi anekdotlar asarak, bu ayın önemini ailece yaşayarak ihya edebiliriz.


Ramazandan önce tüm aile bireyleri olarak ramazan alışverişine çıkabiliriz. Böylece geleceğin anne ve babası olan evlatlarımıza bir model olabiliriz. Alacağımız bir hurma, meyan şerbeti, kuru kaysı, bal veya güzel bir kokunun zihinlerde ramazanın hürmete layık bir kavram olduğunu vurgulayabiliriz.




Ramazandan önce yapacağınız iftar programlarına çocuklarınızı da katın. Kimi çağırıp kimi çağırmayacağınızı kararını birlikte verin. Çocuklarınızın ve eşinizin ailesini de programa mutlaka katınız. Hem akraba hem de arkadaşların bu ayda daha çok hatırlanması gerektiğine vurgu yapmış olursunuz.

Kuranın önemini birlikte okuyun. Kuranın bu ayda daha çok okunması gerektiğini, bu ayda indirilmeye başlayan kuranı okumanın, uygulamanın sevaplarının bu ayda daha çok olduğu vurgusunu sık sık tekrarlayınız.

Çocuğunuzu oruç tuttuğunda ödüllendireceğinizi bildirin ve bu sözü mutlaka yerine getirin. Yarım günde tutulsa bu alıştırmaya bir ödülü layık görünüz. Bu denemeler çocuklar için çok önem taşır. Çünkü yetişkin olma yolunda atılan en önemli adımlardan biri oruç tutmaktır. Düşünün evde tek başına kalsa dahi, her şeyin açık olduğu, yiyeceklerin serbest olduğu bir evde çocuk her şeye rağmen nefsine yenilmemiş ve oruç tutmayı başarmıştır. Bu erdemli davranış ödüllendirilmesin mi? Yedi yaş öncesi çocuk her ne kadar Allah’ı kelime olarak bilse de zihinsel olarak onu maddi olarak tasavvur etmektedir. Bu yüzden maddi bir ödülü bekleyebilir. Aslında devlet politikalarının bu tür etkinlikleri teşvik etmesi, çocukları ödüllendirmesi gerekir. Çocuk oruç davranışıyla hiçbir maddi baskı, korku olmaksızın kendisinden, uyması istenilen kanun, nizam, emir ve yasaklara gizli veya açık itaat alışkanlığı kazanmış olur.

Teravihten bahsedin, teravihin hangi ayda kılındığını anlatın. Gerekirse bir ilmihal kitabından ailece teravihi okuyunuz birbirinize anlatınız.

Çocuklarda küçükken yerleşen ve iyileştirilmezse bir karakter haline gelen; “ben filancanın oğluyum, filancanın torunuyum, ben şu aşirettenim gibi kendisini büyük gösterip gölgesinde başkasını korkutma fiili ramazan yaşatılarak terk ettirilebilir. Çocuğa oruç tuttuğunda asıl nimetlerin, kazanımların, varlıkların sahiplerinin Allah olduğu, bizim ise sadece bir kul olduğumuz, ırkın aşiretin kazanım değil Allahın bağışı olduğu ancak oruç terbiyesiyle kazandırılabilir. Çocukların oruç tuttuğu gün “ bak yavrum görüyorsun ki asıl nimetlerin sahibi Allahtır, o emir vermedikçe yiyip içemiyoruz, demek bize ait olan bir şey yokmuş, bu yüzdün güzelliğimiz için, varlığımız için övünmeye gerek yok asıl sihibi Allahmış” fikri yaşayarak aşılanabilir. 

Bu ayda dünya Müslümanlarından sık sık bahsedilmelidir. İslam birliğinin olmayışının Müslüman toplumları kime muhtaç hale getirdiğinden, Suriye’de olan zulümden, Arakan Müslümanlarından ve dünyanın dört bir yanında yılın on iki ayını oruçlu geçirmek zorunda olan aç Müslümanlardan bahsedilmeli, gerektiğinde internetten görüntüleri izlettirilebilir. Bununla ilgili sayısız slaytlar var internette. Özellikle İHH’nın, Deniz Feneri Derneğinin, Kimse Yok mu? Derneği gibi yardım kuruluşlarının sayfası ziyaret edilebilir. 

Fıtır sadakası çocuklarla birlikte verilebilir.Fitrelerin bu yılki miktarından bahsedilip çocukların merakı uyandırılabilir. İftarda çocukların elleriyle komşulara yemek gönderilebilir. 


Beni sahura kaldır diyen çocuk, mutlaka kaldırılmalıdır. Geçmişte büyüklerimizin yaptıkları hatalardan: “ hadi ordan oruç mu tutuyorsun sen yemek için kalkıyorsun, yat uyu sana ne oruçtan” gibi yanlış ve çocuğu soğutucu fiillerden kaçınmalıdır.

Kişiliğinin 0-6 yaşları arasında geliştiği çocuğu, camide kesinlikle azarlamamalıdır. Bırakın çocuklar yaramazlık yapsınlar, gülsünler koşsunlar. 

Özellikle her caminin asık suratlı hasbelkader namazla tanışmış, merhametsiz ve şefkatten mahrum ihtiyar tipleri vardır ki bunlar çocuklara bağırıp çağırmayı cihat zannederler. Allah çocukları bunların o sirke suratlarından korusun. Şükür genç nesil bunlardan daha şuurlu ve Siverek’te ilgimi çeken güzel bir adet olan teravihlerden sonra dağıtılan şekerler çocukları mutlu ediyor. İmamlarımız sık sık bunu vurgulayıp, teşvik ederse cemaat buna ülfet kazanabilir. Aldığımız aylıklarının zekâtı niteliğinde akşamları camide bir kutu şeker dağıtsak ne olur sanki. Hem çocukların gözünde daha büyür, daha çok saygıyı hak ederiz. Osmanlı’da diş kirası diye bir kavram vardı. İftardan sonra zarflara para konulup misafirler sevindirilirdi. Bu adet unutulmuşa benziyor. Teravihten sonra çocuklara gülümsemek, Allah kabul etsin çocuklar demek bile büyük bir mükafat değil midir?

Ramazanda okutulan mevlidi ilk önce çocuklara dağıtalım lütfen. Hepimiz biliriz ki sıranın bize gelmesini ne gözle beklerdik. Hiç olmazsa bu ayda önceliği çocuklara bırakalım. 

Tarih kitaplarında Osmanlının hoş bir âdetinden bahsedilir. Kücük çocuklar sahura kalkıp öğleye kadar oruç tutarlardı. Öğleyin de kücük bir iplik kesilirdi. İftar vakti yaklaşınca onlara her türlü çorbasından tatlısına kadar güzel bir sofra kurulurdu. Ramazan ayının sonuna doğru ipler çoğalınca evin büyüğü ihlâslar okuyarak o ipleri birbirine bağlardı. Sonra o ipleri minyatür süslü bir sandığa bağlayıp bu sandığı açık artırmayla çocukların akrabalarına satardı. Çocukların bayram harçlığı bu sandıktan karşılanırdı. Bu yüzden çocuklar ramazan ayının gelmesini iple çekerdi. Ne dersiniz Siverek’te bu adeti yaşatmak zor mu?


Yaz tatiline girdiğimiz bu aylarda çocuklara farklı bir etkinlik yaptırabiliriz. Çocuklara ramazan defteri hazırlatabiliriz. Tuttukları oruçlu günlerin anılarını yazabilirler. Oruç tutanların duygularını yazabilirler. Siverek ramazan adetlerini yazabilirler…

Geleceğin şuurla ihya edilen ramazanlarının inşaası tamamen elimizde. Ve bunun temellerini alide atacağız. Farkında olan nesiller için ufak birkaç dikkat hizmetlerin büyüğü olacaktır. 

Bu vesile ile Ramazan-ı Şerifinizi tebrik eder, ibadetlerinizin kabul olmasını niyaz ederim.

Not: Ramazan ayı boyunca siverekgenclik com ailesi olarak Siverek’in eski ramazan adetlerini sitemize taşıyacağız. Fotoğraflar ve mülakatlarla siverekgenclik yine Siverek’in bir numarası olmaya devam edecektir.


Selam ve muhabbetle…

Eğitimci Yazar Mustafa KARADAĞLI



Bu yazı 1609 defa okunmuştur.

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum