Mustafa Karadağlı

Mustafa Karadağlı

[email protected]

TAŞIMALI EĞİTİM MİLLİ EĞİTİMİN YAPTIĞI EN BÜYÜK HATAYDI!

26 Aralık 2012 - 08:41

 



Yaklaşık 15 yıldır uygulanan bir sistem taşımalı eğitim. Bir gecelik kararla dersliği bile olmayan köylere dayattırıldı. Yolu olmayan köylere taşımalı araçlar gönderildi. Ve model olarak Amerika’daki sarı arabalar model alınmıştı. Amerikan filmlerinde süper yollarda ilerleyen sarı otobüsler, koca cüsseli şoförün korna sesiyle öğrencinin evinde duruyor öğrenciyi alarak okuluna bırakıyordu.. Bu romantik tablo dönemin bakanını etkilemiş olmalı ki bu modeli Türkiye’ye getirdi.


Akla ziyan!


ÖTV adı altında kazık bir vergi ile vatandaşın cebinden parası zorla alınıp buraya aktarıldı. Süreç gittikçe bu işin ihalesini alan taşıma firmaları taleplerini arttırıyordu.


-Bizim köyün nesi eksik sayın milletvekilim bizim köye de sekiz yıllık istiyoruz!


-Tamam bakalım sizin köye de yapsın arkadaşlar.


-Sayın Bakanım, bizim köyle komşu köy düşmandır bizde kendi köyümüze okul istiyoruz.


-Tamam size yapalım….


Diye diye… Bu okulların sayısı gündeeen güne arttı.


Lakin milli eğitim yeni açtığı bu okulların uzak olanlarına idareci bulmakta zorlanıyordu. Çünkü birçok öğretmen mecburen atandığı bu okula idareci bile olmak istemiyordu. Şartlar zordu. Yapılan birçok okul ikinci aydan sonra dökülüyor, öğrenci getiren araçlar pes diyordu. Çünkü okulun kendisi ve yolu bozuk yapılmıştı. Yöneticiler ve idareciler çaresiz bir şekilde bu duruma seyirci kalıyordu.


Bakanlığın aklına ise bu okullardan mezun olan öğrencilerin başarı durumlarını incelemek gelmiyordu bir türlü. Kaçı Anadolu lisesine, kaçı fen lisesine gitmiş merak etmek istemiyordu.


Sekizinci sınıf öğrencilerinin birçoğu bırakalım köklü sayıları, okuma yazmayı dahi bilmiyordu.


Öğretmenler çaresiz hepsine sınıf atlatıyordu. Çünkü bakanlık gönderdiği  genelgelerle mezun sayısını şişirmek istiyordu. Şu şu maddeye binaen sınıf tekrarına bırakılamayacağı….



Zavallı öğrenciler ise yarım gün çoban yarım gün öğrenciydi. Belkide tamamen çobandı ya da işçiydi. Boş zamanlarında okula gelebiliyordu.



Bu kadar saçma, bu kadar uyduruktan bir sistem olamaz bence. Küçücük kasabaya 20-30 tane taşıma merkezi yapmak hangi akla sığar. Bunların denetimini yapacak müfettiş sayısını düşünmediniz mi hiç? Bunların malzeme ve masrafları nasıl karşılanır sorusu hiç size sorulma dı mı?


Yirmi tane öğretmeni olan bir taşıma merkezine üç tane lojman yapmak hangi insafa sığar?


Öğretmenler gidiş-geliş yapınca da öğretmenler köyde kalmıyor ki başarı artsın deniliyor. Bu köylerin birçoğunun haftalarca elektriği ve suyu yok ve bu okullar kaloriferle ısınıyor. Soba bacaları  proje mucibince yapılmamış maalesef.



Bu sıkıntılar daha da sıralanabilir. Birçok öğretmen toplu olarak kendi imkanlarıyla tuttukları denetimsiz servisle gidip geliyor. Bu servislerde ölen öğretmenlerin istatistiğini tutmak bakanlığın aklına gelmiyor mu?


Bunun yerine, bölgesel YİBO’lar kurulsaydı daha iyi olmaz mıydı? Çünkü,  yeterli lojman sayesinde öğretmenlerin ortamı bir üniversite ortamı gibi olur, öğrenci başarısı artar, tüm gününü okulda geçiren öğrenci, okul moduna girer, denetim kolaylaşır, öğrencilerin modeli öğretmen ve okul  olduğundan daha da verimli eğitim ortamı oluşacaktı.


Örneğin Ş.Urfa - Siverek İlçesinin Karacadağ, Çermik, Bucak, Karakeçi bölgelerine en az 2000 kişilik eğitim kampusü şeklinde (içinde spor tesisi, konferans salon,  geniş uygulama bahçesii bulunan) donanımlı YİBO ve yatılı pansiyonlu liseler kurulsaydı taşımaya harcanan masraf da azalır başarı da artabilirdi. (Belki bir bakan gelir bizim projeyi faaliyete geçirir temennisiyle en iyisi bunu bir notere tasdik edip bir yerlerde saklamak)


Birde işin şu hakikati var.


Ortada YİBO’lardan mezun olan öğrencilerin başarısı dururken neden böyle bir sisteme gidildi hakikaten düşündürücü.


Peki YİBO’lar çok mu sağlıklıydı? Değildi elbette. Bütün beşeri projelerin eksik yönleri mutlaka vardır. Ama yerel ve coğrafi şartlar dikkate alınarak bu okullar daha da modernize edilebilirdi. Şartları daha uygun hale getirilebilirdi. Değişim için model şart olduğuna göre köyünde kalan öğrenciden değişim beklemek biraz hayal olmaz mı? Yani yeni YİBO türü modellere ihtiyaç var.


Bakanlık kılık-kıyafet, eğitimde yeni model gibi tabanından habersiz işler üzerine kafa yorarken Anadolu’da bir nesil heba oluyor haberiniz olsun!



Selam ve Muhabbetle.



Mustafa KARADAĞLI


[email protected]


Eğitimci-Yazar


 

Bu yazı 1491 defa okunmuştur.

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum