Mustafa Karadağlı

Mustafa Karadağlı

[email protected]

KÖPEK KORKULARI

20 Şubat 2011 - 22:00

Ortadoğu’da yeni bir fırtına kopuyor. Biraz daha özgürlük…
Korkularını yenmiş mazlum halk, kaybedecek hiç bir şeyi olmayanların cesaretiyle özgürlüğünü talep ediyor. Yılların sindirme politikaları tuzla buz olurken, zalimlere yeni politikalar üretme fırsatı bile vermiyor. Yıllarca halkı cahil bırakmak isteyen zalimlerin bildikleri bir şey varmış demeden alamıyoruz kendimizi. Şurası bir gerçek ki; Ortadoğu’nun devrimi, eğitimlilerin ve teknolojiyi takip edenlerin kıyaslamalarla düşündükleri ve devşirdikleri bir devrimdi.

“ Evet, her yerin kendine has bir konjonktürü olabilir. Ama; evrensel ortak, mutlu değerler için çalışanlar olarak bazı değerlerin değişmesinin imkansız olmadığını da zaman bize gösterdi sanırım. Her fikrin, her devletin, her insanın ve her canlının bir ahiri vardır. “Her canlı(nefis) ölümü tadacaktır.” Ayeti, bunu ispatlı bir şekilde belgesellerde izleme fırsatı bile veriyor. 
  
Erdem için çalışanlar ve kıblesi menfaat olan erdemsizler… Eski beşeri inaçlar bunlara, iyilik ve kötülük tanrısının savaşı derdi.  Yaşadığmız coğrafyada da  benzer mikro kardelen çalışmalar mevcut. Tanımak isteyen gözler, lokal ve azda olsa bunun farkına varabilir. İnançla, erdemle kişisel ve pragmatist  dogmalardan kurtularak kendini aşmaya çalışan yeni fikirler, kar altından filizleniyor. Ve ben  haklı olarak, ısrarla şu meşhur sözümü söylemeye devam edeceğim:

“ Hayatın Rövanşı Yoksa;  Neden Hayat Erdem İçin Müspet Bir Mücadelede Harcanmasın!”


ŞİBLİ’YE soruldu: “Bu yolda size kim kılavuzluk etti?”

“Bir köpek!” dedi. “Bir dere kenarında duruyordu fakat neredeyse susuzluktan ölmek üzereydi. Su içmek için dereye eğildiğinde, sudaki aksini başka bir köpek sanıp korkuyla geri çekildi. Birkaç kez gidip geldi böylece. Susadı, suya koştu. Korktu, kaçtı, yine susadı. Sonunda susuzluğu öyle bir noktaya geldi ki, korkusunu unutup suya daldı. Suya kafasını daldırır daldırmaz diğer köpek kayboldu.”

Köpekle arzusu arasındaki engel yine kendisiydi. Kendisini kendi yolundan çekmesi gerekti. Göze aldığında, engel aradan kalkmış ve arzusuna ulaşmıştı. Ben de önümdeki engelin yine kendi nefsim olduğunu öğrenince onda kurtuldum. İşte böylece yolumu bana bir köpek gösterdi.

İnsan, korktuğu klişeleri temizlemek için, İmam Şiblî’nin köpeği gibi, sûretinin yansıdığı suya dalmaktan korkmamalı. Garip ki kişi; korktuğu klişeleri temize çıkaracak suda, her zaman korkunun “kirli sûret”ini görür  olacaktır. Zaten, korkunun temize çıkarılması da, korkuları “kirli” bilmekten geçmiyor mu?

Öyleyse, sudaki ve Söz’deki “sûret”lerle yüzleşmeyi göze aldığımız zaman göreceğiz ki sudaki yansımalardan da kurtulacak ve içimizdeki klişe korkular bayağı ve sırdan bir duyguya dönecek, toplum mutlu olacak ve bizler mutlu olacağız. Bunu da yapamıyorsak beynimize bir reset atıp,  çocuk olmayı denemeliyiz. Çünkü çocukta dürüstlük taklidi yoktur. En ciddi kimliğiyle çocukluğunu oynar, çekinmeden dilediğini ister, sosyal hayat için giyinmez, sosyal hayat için düşünmez sadece günlük mutluluklar için çaba sarf eder. Ve anne babasının kimliğini sergiler.

Selam ve Muhabbetle…

Bu yazı 1323 defa okunmuştur.

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum