Mustafa Karadağlı

Mustafa Karadağlı

[email protected]

Kahrolsun

14 Mayıs 2021 - 08:20

Soğuk ve sert rüzgarların estiği zor bir coğrafyanın kadim ve bir o kadar da tuhaf kınayıcıları olarak diyorum ki; şöyle denize atılan bir taş gibi halka halka adaletli olmaya, yakın çevremizden başlasak...

Allah için adaleti ayakta tutmaya ve kahrolsun sloganlarına, kapımızın önünden başlasak diyorum...

Önce evimizin yosun tutmuş kirlerini yıkasak. Hem de Mücahit marka deterjanlarla. Belki üç-beş de orada aparırız. Ne dersiniz?

Körler ve sağırlar olarak hep birbirimizi ağırlamasak diyorum. Bir Köroğlu bir Ayvaz, kemal-i afiyetle geçinip gitmesek diyorum... 

Gül mevsimi kadar güzel, bir o kadar da kısa sürmese hüykürmelerimiz ve bir netice alsak bu baharlardan diyorum...

Ön yargılarımızı, değerlerimizi ve ilmimizi de adalet eksenli yapsak ve daha sonra yeryüzündeki zulümlere baksak ve kocaman bir kahrolsun desek aynadaki aksimize, diyorum...


Kolaya ve uzağa kaçmasak diyorum hani. Kubbet-üs Sahrayı ve Mescid-Aksa’yı birbirine karıştırmadan, kes-yapıştırlarla kınamaları bir an evvel kesip, Ağlama Duvarı’nın da  Kudüs’ün bir parçası olduğunu öğrensek ve orada kendi coğrafyamız için de  biraz ağlasak, tövbe etsek diyorum... Belki Rabbı Rahim’in  keremine bizde uğrarız diyorum...

Kolaycılıktan kaçıp “ bana mı danıştınız o kutlu gemiye binerken?” diyen vicdanların etkisinde kalmadan ve Allah için adaletin Mavi iskelesi olsak ve kurtulsak o girdaplardan diyorum...

Ve yeniden Isra Gecesinde Burak’la beraber katman katman kendi coğrafyamızdaki zulmü okusak,  ve ardından “Filistin için bir taş da sen at” klasik sloganın yerine, adalet için en büyük taşı kafamıza atsak. Ardından Filistin’de dikilmiş Saddam Hüseyin Heykeli’nin mantalitesini sorgulasak...

Nasıl olurdu acaba X ve Y kuşağının rehavi Mücahitleri pardon müteahhitleri? 

Bir an evvel şu "Depersonalizasyon" tiryakiliğinden kurtulsak diyorum...

Bir uyarılarında Hz. Peygamber, bir gün geleceğini ve Müslüman olmayan toplumların, Müslümanlara, oburun yemeğe saldırdığı gibi saldıracağını anlatır. Müslümanların sayısının azlığından dolayı mı böyle olacağını soran sahabeye de şöyle cevap verir:



"Hayır. Bilakis Müslümanlar sayıca kalabalık olacaklar. Ancak suyun üstünde akıp giden saman çöpleri gibi dağınık ve güçsüz."

Bu güçsüzlüğün sebebini de söyler Peygamber Efendimiz: "Düşmanın kalbinden Müslümanlardan çekinme, korkma hali alınır. Müslümanların kalbine de "vehen" atılır."

"Vehen nedir ya Rasulallah?" diye sorulunca da:

"Dünya sevgisi ve ölümden hoşlanmamaktır" cevabını verir.

Demek ki kalbe emek verilmeli... Kalp arındırılmalı, kasvetten kurtarılmalı...

Kadim bir Fars sözü şöyle der: “dalgıç canından vazgeçmezse nasıl inci sahibi olabilir?” 

Evet maalesef düşman bildiklerimiz  “Kahrolsun” demekle Allah’ın “Qahir” ismine mazhar olmuyor; tıpkı 73 yıldır qahrolmadığı gibi...

Bu yazı 999 defa okunmuştur.

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum