Mustafa Karadağlı

Mustafa Karadağlı

[email protected]

Marifetullah

02 Haziran 2021 - 14:55


“Onlar Ki  Lâf İle Verir Dünyaya Nizâmât, Bin Türlü Teseyyüp Bulunur Hânelerinde” 

Ziya Paşa

Birçok inanan, Allah’ı tanıma yani marifettullah hususunda pek kafa yormaz; ama Allah hakkında asıp kesmeyi bir marifet zanneder. Din adına, kendine bir çeki düzen vermez ama, din adına aleme nizam vermeyi görev zanneder. 

Marifetullah, Allah’ı tanımak demektir. Marifetullah, “İlâhî sıfat ve isimlerin tecellilerini tefekkürde erişilen mertebe,” “İlâhî hakikatlara vukufiyet” , “kalbî inkişaf” şeklinde tarif ediliyor kitaplarda.

Kur’an-ı Kerim, mü’mine daima marifet dersleri verir. Allah’ın adıyla başlar ve hemen Allah’ın Rahmân ve Rahîm olduğunu bildirir. Her canlıya yakın olduğu ve onu şefkatiyle kuşattığı bildirilir. 

Fatiha sûresinde Rabbimizi, “Rabb-ül-âlemin” olarak tanırız. O, inaçlıların ve günahkarların Rabbi olduğu gibi, bütün hayvanlar, bitkiler âleminin de Rabbidir. Sema âleminin, arz âleminin de Rabbidir. Melek âleminin, cin âleminin de Rabbidir. Arşın, kürsinin, cennet ve cehennemin de Rabbidir. Müslümanlar buna inanır.

İnsan, marifetullah’da ilerledikçe hem Rabbinin keremini, ihsanını, afvını ve ğufranını daha iyi anlar; hem de O’nun kudretini, azametini, celâl ve kibriyasını... Böylece o mü’minin ruhunda Allah sevgisiyle Allah korkusu birlikte inkişaf eder. Rabbini ne kadar çok severse, korkusu da o nisbette artar. Biz ne kadar anlamaya ve anlatmaya çalışsak da İslam inancına göre Allah’ı hakkıyla; ancak kendisi bilir. Biz ise Onun varlığını biliriz; sıfatlarının, isimlerinin tecellileriyle Onu tanırız ancak.

Bu tanımlamadan sonra kısaca şunu söyleyebiliriz ki Allah’ı tanıma bilgisi az olan biri, mertebesi ve makamı ne olursa olsun eksiktir ve yetersizdir. Yeterince davasına gönül vermemiştir; tüm inançları taklididir. Abisinden veya hocasından duyduklarıyla yaşamaktadır. Allah’ı bilmeden yapılan tüm iş ve işlemler de eksiktir. 

Bu bağlamda Marifetullah’ın ne kadar önemli olduğuna dair kısa bir hikâye anlatmak istiyorum:

Bir kurumda idareci olan bir arkadaşım, bölge finalleri için il dışında bir şehire 25 kişilik bir folklor ekibini götürmüş. Türkiye geneli bir yarışma olduğu için tüm oteller ve yurtlar doluymuş.  Bu ekibi de Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı ve Türkiye’de binlerce gönüllüsü olan bir cemaatin öğrenci yurduna yerleştirmişler. (Bu yurtların nasıl yapıldığını bilen bilir. Kapı kapı köy köy dolaşılıp öğrenciler için yurt yapılacağı bildirilir ve halk boğazından keserek bu yurtlara bağış yapar.)  Müdür yardımcısı arkadaş ve 25 kişilik öğrenci ekibi bu yurda gece misafir olmuşlar. Gece yarısı cemaatten ileri gelen sorumlu bir müdür yardımcısı, arkadaşa şöyle demiş: 

“sizin ekipte bir davulcu ve zurnacı varmış. Bu iki kişi burada kalamaz. Diğerleri kalabilir. Burası muteber bir yer. ” 

Müdür yardımcısı arkadaş, çok bozulmuş bu yakışıksız tavır karşısında. Ekibini toplamış ve “hiç birimiz kalamayız.” demiş. Bunun üzerine mihmandarlık yapan sorumlu memur, devreye girmiş ve o gece orada konaklamışlar. 

Müdür yardımcısı arkadaş diyor ki “ben namaz kılmıyordum, oysa o iki müzisyen arkadaş beş vakit namaz kılan insanlardı. O yurt sorumlusunun bu tavrı çok zoruma gitmişti.” 
Sabah, durum üste iletilince yurdun diğer sorumluları özür dilemişler; fakat kırılan kalpte onarılmaz yani…

Bu genç yurt sorumlusu arkadaşın tavrı, belki bireysel, belki de yeterince Allah’ın rahmet ve şefkatini bilmemesiydi. Cemaatler, vakıflar, dernekler yeterince eğitmeden sorumluluk veriyor gönüllülerine ve neticesi de bu oluyor ne yazık ki. 

Yukarıda tanımını yaptığım Allah’ı tanıma bilgisi, yani marifetullah, bugün tüm inananların sorunu ve İslam Coğrafyasını derinden yaralıyor.

Allah’ı tanımadan Allah adına katliamlar yapanlar, Allah’ı tanımadan Allah adına yurtlarından müzisyenleri kovanlar, Allah’ı tanımadan namaz kılanlar, Allah’ı tanımadan cihat edenler… Sayıları o kadar çok ki hangisini anlatalım. 

Sayıları şimdi bir buçuk milyarı bulan Müslümanlar, Marifetullah’ı bilmeden yedi milyar olsalar ne yazar ki? 

Bir gece bir müzisyen kulu misafir edemeyen bir cemaat mensubu, aleme nizam vermek için istediği kadar çabalayıp dursun, hanesindeki seyiei temizlemedikten sonra…

Allah bu topluma beyin ve ilim nasip etsin.

Bu yazı 1677 defa okunmuştur.

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum